"KAFES "

95 21 27
                                    

"Seni ne zaman uyurken hayal etsem, affediyorum …"
              - Cemal Süreya

12.BÖLÜM 

İçimde ki kafesin kilidi açılmış. Karşında ki ava pençelerini iyice geçirmişti.
Ateşin sıcak dudakları dudaklarımda oyalanmaya devam etti bir süre. Ellerim sakallarına gidiyor, okşuyordum. Nefesimiz kesilince birbirimizden ayrıldık. Alnını, alnıma yasladı.
Derin bir nefes aldı hiç bırakmak istemezcesine sardı kollarını belime. Sonra gözleri Gözlerimle buluştu.

" Sana beni sev diyemem. " elleri dudaklarımda gezdirdi.

" Canım yanıyor her gün kendi cehennemim de kavruluyorum. " dedi.

Birbirimizden ayrıldık. O an kendimi boşlukta hissettim. Dudaklarımda dudaklarının tadı kalmıştı, vücudumda  kokusunun kaldığı gibi.

" Git. " dedi. Sanki benle değil duvarla konuşuyordu.
Gittim.
Belki durmam gerekirdi ama ben gittim tek kelime etmeden hiç bir şey yaşamamışcasına gittim.

Ayaklarım ağrımaya başlayınca topuklu ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım. Yıkılmış gibiydim ve bu canımı çok yakıyordu.

Bedenimi soğuk duvara yasladım. Nerde olduğumu ya da nereye gittiğimi bilmiyordum. Bir süre orda oturdum.
Üstümde ki kıyafet kirlenmiş ellerimin içi yara olmuştu.
Hava iyiden iyiye kararmıştı.
Güldüm.
Gülüşüm daha çok sinir krizi geçirmeme az kaldı gülüşü gibiydi.
Ayağa kalktım, elimin tersiyle kıyafetimi temizledim. Ağır adımlarla yürümeye başladım.
Telefonum düğün yerinde kalmıştı. Şimdi ise ne param  ne de telefonum vardı.  

Yürüdüğüm yoldan geri döndüm zaten başka bir şansım da yoktu.
Yollar ıssız bir  o kadar da karanlıktı.
Titredim.
Düğün yerine varmıştım  insanlar dik dik bakıyor kendi aralarında fısıldaşıyorlardı.
Umursamadım çünkü biliyorum unursarsam daha da kendimi yıpratır bu hayattan daha da soyutlardım kendimi.
Gözlerim ecrin teyzeyi aradı.
Gördümde, telefonda biriyle konuşuyordu. Ecrin teyzenin gözleri gözlerime değdi. Telefonunu kapatıp yanıma yürüdü.

Sinirli olduğu her halinden belliydi.

"Nerdeydin? " dedi sesini yükselterek.
Hiç bir şey diyemedim. Ne diye bilirdim ki?
Ateş beni duvara yapıştırıp o tapılası dudaklarıyla öptü mü diyecektim.
Onun yerine susmayı tercih ettim.

" Cevap versene kızım. Korkutma beni. " yüzüme baktı ardından gözleri elbisemde gezindi,  yıkılmıştım.
Hiç bir şey demesine izin vermeden ecrin teyzeye sarıldım.

----------------

Ateşin evine gittim. Kapının önünde kendimi cesaretlendiriyor, içeriye girmek için kendimi zorluyordum.

İçeriye girdim.
Ev sessizdi, demek ki daha gelmemişti eve.  Odama yürüdüm yavaş yavaş, vücudum iyice bitkin düşmüştü. Rotamı  banyoya çevirdim. Sıcak bir duş yıpranmış ruhuma iyi gelebilirdi.

Üstümde ki kıyafetleri çıkarmaya başladım ama yıkamaya atmak istemiyordum.
Kokusu kıyafetlerime sinmişti.
Kapı açıldı. Ateş tam arkamda ruhumu almak için bekleyen bir azrail  gibiydi.

Gülümsedim.
Aynadan Ateşe baktım. Sakallarına gözlerim takıldı.

" Sakallarını kesebilir miyim? " 

Ateş tek kaşını kaldırıp bana baktı. Yanıma biraz daha yaklaştı.

" Saçların çok yıpranmış. İlk saçlarını keselim. "   beni kenara otutturup  dolaptan makası çıkardı.

Ateşin elleri saçlarım da dolaştı.

" Çok kısa kesme. "  aklıma babam geldi. Ben ağladıkça saçlarımı keser bundan zevk duyardı.

Ateş saçımdan bir tutam kopardı. Sonra eşitlemek için bir tutam daha kopardı. Saçlarım şuan omuzlarımdaydı. 

" Şimdi sıra bende. "
Oturduğum yerden kalkıp zorlada olsa Ateşi otutturdum.
Cidden dengesizdik bir kaç saat önce  neler yaşamıştık şimdi neler yaşıyorduk.

" Eğer canın acırsa söyle. " dedim.

" Acımaz. "  ben dolaptan malzemeleri alıp Ateşin yanına yaklaştım.
Nefesim kesildi.
Bu kadar yakınken gözlerine bakmaya korkuyordum.
Elime köpüğü sıkıp yavaşça yanaklarına sürdüm.

" Titriyorsun sakin ol" dedi. 

"İlk defa yaptığım için " dedim. bilmiyor ki bu kadar yakın olduğumuz için titrediğimi.

İşim bitince yüzünden uzaklaştım.

" Acıktım yemek yap bana " dengesiz mi demiştim size? Düzeltiyorum ağır vaka bir dengesiz.
"  Ne istersin? " dedim muzipçe.

" Zehirlenmeyeceğim bir şeyler yapsan yeter. "  güldü. Benim silahımı bana kullanıyordu. Bende onun silahıyla Ateşi vurdum."

"Ozaman yeme. "

Ufak bir gülüş sergiledi dudakları.

" Ozman başka şeyler yemek zorunda kalırım ama. "

Ayağa kalkıp karşıma geçti.

" Ne gibi? " dedim sesim titrerken.
Ellerini çeneme yerleştirdi.
" Mesela seni. " 
Ben ateşe anlamsız bakışlar atarken Ateş in dudaklarından bir kahkaha firar etti.

" Şaka yapıyorum. Ağız tadım o kadar da kötü değil. " 

Ateşe kötü kötü bakıp banyodan çıktım. Odama gidip üstümü değiştirdim.
4 Günümüz kalmıştı.
Bu dört günü dolu dolu geçirmemiz gerekmezmiydi.
Odada işim bitince mutfağa indim Ateş ortalıkta gözükmüyordu.
Yüzümde muzip bir gülüş oluştu.
Yemek mi istiyordu?
Peki o halde başlayalım...

BÖLÜM SONU
20 yoruma yeni bölüm gelecektir.❤🎈

Umudun Pençesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin