altıncı bölüm

6.1K 251 44
                                    

"Sen git evlen, ama bir gün dönersen geri ve ben hala bıraktığın yerde olursam, kucağında bir bebek olsa sen mecburiyetten bana gelmiş olsan bile ben seni kabul ederim. Neden diye sormam. Bunu hiç unutma olur mu?"

Zeynep, gözünü açtığından beri bir bu anı hayal ediyor kendini perişan ediyordu. Odada ki sevinci kursağında kalmış Asmin ise ondan farksız değildi.

Bir şeyler eksikti, ikisi içinde çok şey eksikti.

İkiside hayalini kurduğu şeye kavuşmuştu, hamileydiler.

Birisi aşkına tutulduğu adamdan,
biri bedenine zorla sahip olan adamdan....

Asmin bunun için kendini suçlu tutuyordu, mutluluğunu yaşarsa Zeynebe acı vermekten korkuyordu.

Zeynep ise bir canını vermeye razı gelmişken şimdi ölümün kıyısından iki canla dönmüştü.

Hep istemişti bir çocuğu olsun ona ninniler söylesin, kucağında uyutsun mis kokusuyla kendinden geçsin ama şimdi, şimdi o iğrenç geceleri unutamıyordu. Henüz izleri geçmemiş bedenindeki yaraları unutamıyordu.

Eliyle kafasına vurduğunda çıksın istiyordu anılar ordan, acılar silinsin gitsin.

Asmin olduğu yerden sıçrarken koştu can yoldaşının yanına ama bu küçücük kıza ne gücü yetiyordu ne de acısını görmeye katlanabiliyordu.

Biliyordu Asmin, Zeynebin hayalini kurduğu şeyin bu olduğunu biliyordu.
Zeynep kendine zarar vermeye başladığında bağırdı Asmin.

"Biri yardım etsin."

"Biri yardım etsin ne olur!" tek elini ağzına kapatmıştı. Odaya doluşan insanların hepsi Zeynebin tepesine toplanmıştı.

Zeynebin kurtuluşu mucizeydi.

Karnındaki bebeklere bir şey olmaması Allah'ın bir mucizesiydi.

Mirhan, Zeynebi öyle görünce içi parçalansada tek düşünebildiği karısıydı. O bunları hak etmiyordu o abisinin yaptığı şerefsizliklerin bedelini ödemeyi hak etmiyordu o şerefsiz hâlâ insan içine çıkıp yüzü kızarmadan gezebiliyorsa bu kadın utanmayı hak etmiyordu.

Düştü düşecek gibi olan karısının beline sarılıp zar zor dışarı çıkarırken, Asmin'den gelen itirazlar umrunda olmadı.

"Mirhan bırak ne olur, en azından ben yanında olayım." diye hıçkırıklara boğulan karısının yüzünü avuçladı Mirhan.

"Bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok Asmin, senin yapabileceğin hiçbir şey yok. Şuan acısını yaşamaktan başka yapabileceği hiçbir şey yok. Bırak biraz onu kendi haline bırak en azından rahat rahat ağlasın, utanmadan çeksin acısını sonra kabul edecek bu mucizeyi o da anlayacak." Asmin'in gözyaşları sel olmuş tek dayanağı olan kocasının kolları arasına sıkı sıkıya girmişti. Bir süre öyle kaldıktan sonra Asmin endişeyle geri çekildi.

"Abim nerede Mirhan?" etrafına bakarken yüreği ağzındaydı.

"Dışarıda, daha fazla olay büyümesin diye dışarı zar zor çıkardım."

"Abimin yanına gideceğim."

"Hava çok soğuk Asmin." diye itiraz eden Mirhan'ı, Asmin duymamıştı bile.

Mirhan, sevdiği kadından bir bebeği olacağını duyduğundan beri Asmin'i bir odaya kapatıp çıkartmak istemiyordu. Kimse görmesin, kimse dokunmasın.

YARIM KALAN (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin