onuncu bölüm

5.2K 235 46
                                    

Mirhan o odadan çıkıp gittikten sonra  kendime gelmek amaçlı bir duş almış üzerimi değiştirmiştim.

Komidinin üzerinde duran telefona ise elimi uzatmamak için zor tutuyordum kendimi, denemek istiyordum şansımı Esma ve Zeynebin söylediği her şey beynimde tekrar tekrar dönüp duruyordu, tam o sırada gelen cesaretle elime alırken telefonu aşağıdan gelen korna sesleri yüreğimi ağzıma getirmişti girdiğim transtan çıkarken telefonu yatağın üzerine bıraktım.

Bu zaten telefonda olacak iş değildi, değildi de işte gelen o cesaret heyecanlanmama sebep olmuştu.
Her şey olacağına varsın istemiştim, ama belkide böylesi daha hayırlıydı.

Korna sesleri, aşağıdan gelen gürültüler.

Evin küçük şımarık oğlu dönmüştü sonunda.

Arkasında neler bıraktığına bakmadan gitmişti şimdi de dönüyordu, gelişi de gidişi kadar hazırlıksız olmuştu. Evin duysa mutlu olur muydu sahi? En çokta bunu merak ediyordum çünkü ben biliyordum gönül yarasının ne demek olduğunu.

Kapının bir kere çalınmasıyla kapıyı koşarak açtım. Gelen Zeynep'ti.

"Asmin, hadi gelsene." diyen Zeyneple üzerimi düzeltip çıktım odadan, Zeynep önde ben arkada yürürken nasıl tepki vermem gerektiğini hiç düşünmediğimi fark ettim.

Serhat'ı bir kardeşim olarak görsemde, onu hala çok sevsem ve yerini hep ayrı tutsamda ilk görüşte hemen kabullenmeli miydim bilmiyordum çünkü o geceden sonra hiç konuşmamıştık. Kardeşimi çok üzmüştü Serhat ama onların aralarındaki şey de onlara özeldi. Onun için olayları akışına bırakmaya karar verdim.

Hep beraber aşağıya inerken, günlerdir çiftlikte olan Zozan anne de geri dönmüştü. Odada fazla oyalandığımdan dolayı geldiklerini anlamamıştım bile.

Kaynanam değilde annemin en yakın arkadaşı olan kadına hiç çekinmeden koştum. Zozan anne ise beni kollarını açarak karşılamıştı.

"Asminim." diye içten konuştuğunda gülümsedim.

"Anne geldiğinizi duymamışım kusuruma bakma, rahatsızdım biraz." dediğimde kolları hala bana sarılıyken biraz uzaklaşıp kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"İyi misin güzel kızım? Bizim eşşek sıpası mı üzdü benim yokluğumda seni yoksa? Söyle bana çekerim kulaklarını hemen." Yalan söylemeyi seçtim, o sıra ağızımızın tadını bozmaya gerek duymadım. Çünkü biliyordum ki, oğlunu o da yıllardır görmemişti. Evladına yeni kavuşurken en son isteyeceğim şeydi kafasına bir şey takması, kendini üzmesi.

"Yok anne, başım ağrıyor bu sıralar o kadar." dediğimde elini karnıma koymuştu.

"İyi mi benim torunum sen onu söyle bana."

"İyi çok şükür doktor bir sorun olmadığını söyledi." dediğinde Zozan hanım kızın yüzüne düşünceli baktı.

"Asmin seninle bu işler bittikten sonra bir şey konuşacağım güzel kızım." dediğinde tam ağzımı açıp konuyu sormaya hazırlanırken kapı açıldı.
Yakışıklılar yakışıklısı kocam arkasından evin ortanca oğlu Selim ardından Azat ve en sonda Serhat girdi.

Daha çok yakışıklı olmak dışında Serhat'ta hiçbir değişiklik yoktu.

Hepsi gülerek girmişti konağa, Mirhan'ın gözü ise en son bende takılı kalmıştı. Ona bakmamaya özen gösterip diğerlerine bakarken, Serhat'ın da gözü herkese değdikten sonra bana bakmıştı. Biraz mahçup bir bakıştı bu yarı gülümser, yarı üzgün.
Bu bakışının sebebinide biliyordum ben. Ama umursamamayı seçtim.
Yaşanmış her şey güzel yaşanmıştı, ama işte bitmişti. Ona hiçbir şey belli etmeden sorun yok anlamında gülümserken gülümsemem oldukça genişti. Onun gülümsemeside bundan sonra daha da büyümüş, ilk büyükleriyle selamlaşıp en son bana gelmişti.
Tam karşımda dururken bir süre gözlerimizle anlaştık, hiç düşünmeden sarıldım ardından.

YARIM KALAN (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin