sekizinci bölüm

5.1K 242 62
                                    

Odaya giren Zeynep ve endişeli bakışları bu yaşanılanların benim hayal ürünüm olmadığını kanıtlar nitelikteydi.

Boynuma sarılı iki el var gibiydi, nefes almaya çalışıyor ama yapamıyordum.

Hayallerim bir bir çalınırken ben sesimi çıkaramıyor avaz avaz bağıramıyordum.

"Gerçekten tuttu mu elinden, çıktılar mı bu evden yan yana?" dediğimde Zeynep yanıma çökmüştü.

"Neden böyle yapıyor anlamıyorum Asmin, ama elbet bir açıklaması vardır ne olur sakin ol." dediğinde gözlerimdeki yaşlar kurumaya başlamıştı.

"Ne demek sakin ol Zeynep? Ne sakinliği? Bir kere dokunmadım dedi, hiç elini tutmadım dedi. Şimdi beni yıkıp o kadına gidiyor."

"Sorsam anlatmıyor, konuşsam dinlemiyor. Bağırsam duymuyor Zeynep, ağlasam görmüyor."

"Seviyorum diyor ama öyle davranmıyor ne yapacağımı bilmiyorum. Bununla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyorum."

Zeynep iki elini bana dolarken kurumuş yaşlara yenileri eklendi.

Canım acımıştı, benim kocam başka bir kadının elini tutarken ona sarılırken canım acımıştı.

Benim kocamın tek eşi ben de değildim oysa ki.

Canımın acımaması gerekirdi, bunlara alışık olmam gerekirdi. Değil mi?

O işler öyle olmuyordu.

Orada kaç saat oturduk bilmiyorum ama Zeynebin gitmesiyle gece saatin on ikiye geldiğini gördüm, ne gelen vardı ne giden.

Ben karanlıktan korkardım, yalnızlıktanda.

Ama şimdi bir camın önünde yalnız başıma, karanlıkta oturuyordum.

Ben Mirhan'ı kaybetmekten de korkardım ama şimdi başka bir kadınla dönmesini bekliyordum.

Hayat böyleydi işte.

Uğruna her şeyden vazgeçtiğim adam beni hiç önemsememiş, yıkıp geçmişti.

Sesimi çıkarmamıştım.

Sesimi çıkarmadıkça darbeleri ağırlaşmıştı, artık beni yıkıp geçmekten üzmekten hiç korkmuyordu, çekinmiyordu.

Aşağıdan gelen kapının açılma sesiyle açık olan perdeyi kapattım. Dışarıdan biri beni göremesede ben her şeyi oldukça net görüyordum.

Merdivenlerdeki adım seslerinin hepsi kalbimin daha hızlı atmasına, gözyaşlarıma yenilerini eklemeye yarıyordu.

Sonra hıçkırığımı gizlemek için elimi ağzıma götürdüm.

Gülşen, Mirhan'ın elini tutuyordu.

Gerçek miydi? İkisi beraber hiç durmadan yollarına devam ederken Gülşen'in karanlıkta bile gülen yüzünü görmüştüm. Kalbimin sızısı, sevdamın acısı bana pek bir fazla gelmişti.

Ne olmuştu sahi bir anda?

Bir tartışma, Mirhan'ın çekip gidişi, bir kere arayıp sormaması neydi bunların hepsi?

Bugüne kadar yaptıklarını düşündüm Mirhan'ın.

Çekip gidişlerini, canımı yakmaktan korkmayışını...

YARIM KALAN (KUMA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin