"jimin, bu geri dönüşteki saçların gerçekten iyi görünüyor."
görüşmeciye karşı eğildim.
boş bir görüşme olsa da, canlandırmam gereken bir karakter vardı.
gerçi o da pek farklı değildi.
ağzından çıkan her kelime elindeki kartta yazıyordu.
"orada hepiniz çok iyiydiniz, koreografi hakkında ne düşünüyorsunuz? önceki danslardan daha enerjik duruyor."
hoseok mikrofonunu alırken gülümsedi.
"pratik yaparken çok daha fazla zaman harcadık, bu yüzden armyler beğenseler iyi olur." kameraya sevimsiz bir ifadeyle öpücük attı ve eliyle kalp yaptı.
paniğin vücuduma yayıldığını hissederken gözlerim daha da açıldı.
yeniden oluyordu.
titreyen ellerime baktım.
eve gitmek istedim.
terk etmek istedim.
aşağı baktım, ellerimin titremesini durdurmak için pantolonumu sıktım.
jungkook elini benimkilerin üstüne koydu.
önümüzdeki namjoon'un sırtının ardında gizleniyordu.
dokunuşuyla vücudum sakinleşti.
kameranın kırmızı ışığı söndü. "iyi iş çıkardınız."
jungkook sandalyemi kendisine çevirdi.
alnını alnıma yaslayıp rahatlatıcı kelimeler fısıldadı.
elimi tutarak fısıldadı. "iyisin."
şansımıza menajerimiz bu hareketlerimiz hakkında hiçbir şey düşünmedi.
sadece benim utangaç biri olduğumu ve jungkook'un da beni aşırı destekleyen en yakın arkadaşım olduğunu düşündü.
çünkü biz diğerlerinden önce bir araya geldik, sadece arkadaşça davranışlar olduğunu düşündü.
tabii ki üyeler daha iyi biliyordu.
hepimiz birbirimizi daha iyi biliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 - 𝙇𝙊𝙎𝙏 𝘽𝙊𝙔
Teen Fiction[YOONMIN ] ben sadece kayıp bir çocuğum, daha bulunmaya hazır olmayan.