3.7

324 36 5
                                    

esnediğimde yanımda olan şeyi ittim.

"sikeyim seni."

sese karşı gözlerim açıldı.

yoongi benden iki ayak kadar uzaktaydı.

kalkıp etrafa baktım.

sabah olmuştu, gecedeki yıldızlar tamamen yok olmuştu.

güneş geldiğinde, gitmeleri gerektiğini biliyorlardı.

ay ve yıldızlar sevgili gibiydiler.

güneş değil.

ay bütün yıldızların parlamasını istedi, bu yüzden asla onların ışıklarını engellemedi.

ay bize yıldızların ne kadar güzel olduklarını göstermek istedi.

yıldızlar olmadan ay karanlıkta sadece yalnız olurdu, boş gökyüzünde tek başına.

bu yüzden kendi güzelliğinin yanında onları da parlatıyordu.

gökyüzü için yeterli ışığı olmasına ve yeterince nefes kesici olmasına rağmen, yalnız olmak istemedi, gerçi bazen oluyordu.

çoğu zaman, ayın bir kısmı saklanıyordu.

aynı senin gibi.

ama ay asla gitmiyordu, hep oradaydı.

her gün, kendisinin farklı versiyonlarıydı.

bazen zayıf ve soluk.

bazen güçlü ve tam.

ay insan olmanın nasıl bir şey olduğunu anlıyor; belirsiz, yalnız, kusurlarla yaratılmış.

ama, bu yıldızların orada olmasını asla engellemedi.

yıldızlar yapabildikleri kadar onun diğer yanını doldurdular.

ışığı daha da parlak yapabilmek için.

bazen yapamamalarına rağmen.

yıldızsız bir gökyüzü hala dünyanın görebilmesi için parlaktı.

aysız bir gökyüzü sadece boş bir uzay.

yıldızlar olmadan, gece hala güzeldi.

aysız gece, gece bile değildi.

"benim gözümde, sen aydın."

"eğer ben aysam, o zaman senin ismin yıldızlarda yazıyor."

ama dediğim gibi, yıldızlar olmadan ay hala parlar, ay olmadan, sadece boşluk olur.

3 - 𝙇𝙊𝙎𝙏 𝘽𝙊𝙔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin