1.0

363 35 5
                                    

gidişini izlerken kaşlarımı çattım.

sandalyede biraz arkaya yaslandım.

kalbim öncekinden daha hızlı atıyordu.

açıkçası gerçekten korkmuştum.

jungkook bana seslendi. "jimin,-"

"-kimdi o?"

mektubu açtım.

"kimse."

antidepresanlar - günde iki kere, sabah bir kez, gece bir kez.

panik ataklar için - paniğin geldiğini hissettiğinde bir kez, aşırı olduğunda iki kez.

günlük vitaminler - günde bir kez.

uyku için - gece bir kez.

bakarken derin bir nefes aldım.

sonda bir not vardı.

sadece diğer insanlar için denersen, asla iyi olamazsın, herkes için yap; kendin de dahil.

jungkook ayağa kalktı. "jimin."

sinirli ifademe baktı.

onu umursamayıp kağıdı top haline getirdim ve iki adım ötedeki çöp kutusuna fırlattım,

"jimin." bir anda sese doğru döndüm.

yoongi kolumu tuttu ve beni koridora sürükledi.

"bak, lütfen benden şu an ettiğinden daha fazla nefret etme." elini gri saçına götürdü.

"ne demek istiyorsun?"

dudağını ısırdı.

"onu ben aradım."

nefesim kesildi.

"yoongi-"

"bak, sinirlenmeden önce lütfen senin için korktuğumu ve endişelendiğimi bil. beni ilgilendirmediğini biliyorum, ama eskisi gibi kendini dağıttığını görmek canımı acıtıyor. sana bir şey olmasını istemiyorum; hiçbirimiz istemiyoruz." bir kereliğine dürüst oluyordu, neredeyse hayran olunasıydı.

ağırlığımı iki ayağıma verdiğimde gözlerini kapattı, büyük ihtimalle ona vuracağımı sandı.

"endişelendiğin için teşekkür ederim."

3 - 𝙇𝙊𝙎𝙏 𝘽𝙊𝙔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin