0.6

394 36 20
                                    

bana bir tabak uzattı. "işte yemeğin."

"böyle iyiyim, teşekkürler."

bir saniyeliğine bana bakarken dudağını ısırdı.

"bir dakika konuşabilir miyiz?" bu, benimle zorla olmadan ya da bir senaryoda yazılı olmadan, ilk defa konuşuşuydu.

reddetmek çocukça olurdu, ama istemiyordum.

"bak, bu biz ya da geçmiş hakkında değil, bu sadece- seninle bir şey hakkında konuşmalıyım."

bu beni korkuttu.

genelde yaptığı gibi, yokmuşum gibi davranmasını tercih ederdim.

kimsenin duyamayacağına emin olmak ister gibi, sessizce konuştu. "bir haftadır doğru düzgün yemek yemedin."

"gece biraz geç yiyorum."

"yalan söylüyorsun."

kaşlarımı çattım.

"yalan söylediğinde her zaman farkında olmadan ellerinle oynuyorsun. ayrıca, son zamanlarda gece uyanık kalıyorum."

ellerime baktım ve onları ayırdım.

"yani?"

kollarını birbirine bağladı, konuşmayı bitirmek istemediği belli oluyordu. "neden yemiyorsun?"

elimi saçıma götürüp, gözlerine baktım.

siktir.

hızlıca yeniden aşağı baktım.

"ben sadece- diyet yapmaya başladığımdan beri fanlar beni daha çok beğendiler. biraz kilo alır gibi hissettim, bu yüzden çok yemeyi bıraktım. çok da büyük bir mesele değil."

"büyük bir mesele değil mi? kilo alsan bile fanların seni desteklemeyi bırakmayacaklar, jimin. senei seviyorlar çünkü yeteneklisin."

iltifatıyla beraber yakıcı bir his genzimi yaktı.

"teşekkür ederim, yoongi."

3 - 𝙇𝙊𝙎𝙏 𝘽𝙊𝙔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin