BÖLÜM#15#

83 16 5
                                    

Atatürk Havalimanına vardığınızda Jimin'in başında bir şapka ve eşsiz kahverengi gözlerinde de güneş gözlüğü vardı.

Sense basit bir kot ve tshirt giymiştin. Jimin tanınmasın diye hızlı adımlarla çıkış kapısına yöneldiniz. Siz koşar adımlarla yürürken arkanızdan birkaç kız çığlığı duyuldu. Kızlar size doğru koşmaya başlayınca sizde adımlarınızı sıklaştırdınız. Ama başaramadınız. Sen ayağın olmayan taşa takılınca ikinizde birden yere kapaklandınız.

Jimin hemen kalkıp üstünü sirkeledi ve kalkman için sana yardım etti. Bu sırada kızlar yanınıza gelmişti.

"Aaaaaa bu BTS grubundaki yakışıklı -kaslı- olan çocuk değil mi? Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"

Sen kızın dediklerine biraz kızmıştın ama Jimin'in şaşkın suratını görünce gülmene engel olamadın. Kızlara aval aval bakıyordu. Ne dedikleri hakkında en ufak bir fikri olmadığına emindin.

Daha fazla böyle bakmasına dayanamadın ve kızların söylediklerini Korece'ye çevirdin. Jimin kafasını anlamış gibi salladı. Sen kızlara dönüp

"Fotoğraf çekilebilirsin. İzin verdi."

Dedikten sonra kenara çekildin. Kızlar koşarak Jimin'in yanına gidip dibine kadar girdiler. Sen onları yolmamak için kendini zor tutuyorken Jimin gayet rahat pozlar veriyordu.

Daha fazla dayanamadın ve araya daldın.

"Ah hadi ama kızlar bu kadar yeter. Bir yere yetişmemiz gerekiyor. İyi günler."

Der demez Jimin'i kolundan tutup dışarı çıkarttın.

"O da neydi öyle. Bide kızlara sarılsaydın Chim."

Jimin seni gülerek dinledi ve sana doğru bir adım atıp fısıldayarak konuştu.

"Ne o kıskandın mı beni yoksa?"

Yanağına küçük bir buse kondurdu. Sen ona bakmadan elinle bir hareket yaptın. O arada gelen taksiye bakıyordun.

Evin kapısının önüne geldiğinde kalbin yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Annene Jimin'i nasıl açıklayacaktın? Anneni 5 ay sonra tekrar görmek seni heyecanlandırmıştı.

Elini yumruk yaptın ve kapıyı iki kere çaldın. -bu seninle annenin arasında bir şifreydi. Sen her zaman kapıyı böyle çalardın -

Annenin içerden gelen ayak seslerini duyabiliyordun. Annen meraklı bir yüz ifadesiyle kapıyı açar açmaz boynuna sarıldın ve cennet kokusunun burun deliklerinden içeri girmesine izin verdin.

Annende sana o kadar sıkı sarılmıştı ki sanki "beni bir daha bırakma" diyordu.

Annenden ayrıldığında ikinizde ağlıyordunuz. Annen gözlerini kırpıştırarak sordu.

"Bu da kim?"

Sen de ona minik bir gülümsemeyle karşılık verdin.

"O benim erkek arkadaşım. Anne..."

Dediğinde annenin yüz ifadesinin değiştiğini fark ettin. "Sanki şimdi biraz sinirli gibi görünüyor." Diye düşündün. Annen Jimin'i süzdükten sonra kapıyı biraz daha açtı ve "içeri gelin. Burada mı dikileceksiniz?" Dedi.

Sen de h be dedikten sonra Jimin'in içeri girmesini işaret ettin. Jimin çekingen bir tavırla ayakkabılarını çıkarttı ve içeri geçti sen de onun tam arkasında onu takip ediyordun.

Siz koltuğa yerleşirken karşıdaki masada duran babanın fotoğrafı dikkatini çekti. Ağlamamak için kendini zor tutuyordun. Oturduğun yerden kalktın ve fotoğrafın yanına gittin. Sen fotoğrafı incelerken Jimin arkandan geldi ve kollarını beline doladı. Sen hemen arkanı dönüp jimin'i kendinden uzaklaştırdın.

Annenin sizi böyle görmesi çok kötü şeylere yol açabilirdi. Jimin sana soran gözlerle bakarken sen onu çekiştirerek koltuğa oturttun ve annenin gelmesini beklediniz.

Jimin bir şarkı mırıldandıyordu. Sen hala masadaki resme bakıyordun. En sonunda annen elinde bir kutuyla içeri girdi.

-"Bu kutuyu baban sana vermemi istedi..."

BTS ^JıMıN^ İLE HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin