Bütün BTS üyeleri oflayarak dışarı çıktı. Jimin merakla doktora dönüp sordu. Sabırsız bir hali vardı.
"Evet doktor bey müjde nedir?"
Jimin'in bu sabırsız haline doktor hafif bir tebessüm etti. Tavsiye verirmiş gibi elini Jimin'in omzuna koydu.
"Sakin ol babası."
Jimin şok olduğu için uzunca bir süre cevap veremedi. Sen devam etmek zorunda kaldın.
"Yani ben hamile miyim?"
"Evet (adın) Hanım. Ama daha sadece iki günlük ve kazada onu kaybetmemeniz büyük bir mucize olmuş. Bu yüzden sizi bir hafta daha misafir edeceğiz."
Dedikten sonra hala şokta olan Jimin'e dönüp gülümsedi.
"Umarım bebeğiniz sağlıklı bir şekilde dünyaya gelir.Ikinize de geçmiş olsun."
Der demez hızlı adımlarla dışarı çıktılar ve kapıyı da arkalarından kapattılar.
Doktor ve hemşire dışarı çıktığında jimin sana doğru müteşekkür gözlerlerle baktı.
"Teşekkür ederim (adın). Şimdi ben baba sende anne mi oluyorsun?"
Bu sorusuna memnun bir tavırla başını yukarı aşağı salladın.
Jimin adeta sana uçarak yanına geldi ve sana sarıldı.
"Dünyanın en muhteşem babası olacağıma söz veriyorum."
Üst üste sözler verip bir yandan da sana sarılıyordu.
Bu sefer kapı hiç çalmadan bts üyeleri tekrar içeri doluştu.
Meraklı Jungkook hemen atladı.
"Eee müjde neymiş? Merakımdan çatlayacağım."Jimin sana sarılmayı çoktan bırakmış şimdi de Jungkook'a sarılmak için hazırlanıyordu.
"Ben baba oluyorum!"
Dediğinde bir an sessizlik oldu.
"Nasıl yani. Siz şey mi yaptınız?"
Hoseok'un bu mantık dolu sorusuna Jimin kafasını olumlu bir şekilde salladı. Bu sırada sen utancından kıpkırmızı olmuştun.
BTS üyeleri bir anda bağırmaya başladı ve jimin'i kucaklarına alıp yukarı aşağı fırlattılar.
***
Akşam olduğunda bts üyeleri geçmiş olsun dileklerini tekrar dile getirip hastaneden ayrıldılar.
Senin canın yatmaktan çok sıkılmıştı. Sen yatarken Jimin odada volta atarak planlar yapıyordu.
"Daha doğmasına çok var. Ah ben 9 ay nasıl dayanacağım. Ama hemen de doğmasın sonra hastalanır. Hele bir doğsun onunla neler yapacağım neler."
Jimin'i dinlemek gerçekten çok güzeldi ama sen artık kalkmak istiyordun.
"Jimin ben çok sıkıldım."
Jimin seni duyunca nefes nefese konuşmasına ara verdi ve sana döndü.
"Hayatım iyisin demi. Televizyonu açmamı ister misin?"
"Olabilir."
Jimin uzun çabaların ardından kumandayı buldu ve televizyonu açtı.
"Hadi bakalım sen izle ben kafetaryaya gidip su alacağım. Konuşmaktan dilim damağım kurumuş."
Ona doğru gülümsedin ve gidebilirsin der gibi elini havada salladın.
"Seni bekliyor olacağız babası."
"Ayy ben sizi yerim."
Jimin odadan çıkınca sende televizyona döndün. Ama fena halde uykun gelmişti. Bir anda esnerken kendini uykunun kollarına bırakıverdin.
Jimin odaya geri döndüğünde senin uyumuş olduğunu fark etti. Hemen televizyonu kapatıp o da uyudu.
Sabah esneyerek uyandığında odada kimse yoktu. Elini karnına koyup.
"Günaydın."
Dedin bebeğini hissetmeye çalışarak.
Biraz doğrulamak istediğinde belindeki ağrı buna izin vermedi. Ama sen ağrıya aldırmadan yataktan çıktın. Ağır adımlarla balkona çıktın ve güneşin tadını çıkarmaya başladın.
Sen balkon sefası yaparken jimin sessizce arkandan geldi ve kollarını senin beline doladı. Çenesini de yavaşça omzuna yerleştirdi.
"Yaa Chim bebeğimiz korkabilir. Lütfen daha dikkatli ol."
Jimin senin bu lafına önce gülümseyip sonra da boynuna buseler kondurmaya başladı.
Ellerini senin karnında birleştirip mutlu bir ses tonuyla sordu.
"Şimdi bebeğimiz burada mı nefes alıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ^JıMıN^ İLE HAYALLER
FanfictionBu benim ilk hikayem. Bu yüzden en sevdiğim şeyi yani hayal etmeyi sizlerle paylaşacağım. Biliyorsunuz ki BTS grubu buraya kilometrelerce uzakta nefes alıyor. Biz army ler onları canlı görmesek de zihnimizde onlarla birlikteyiz. Bunu...