Medya : ölüm tehlikesi taşıyor. Lütfen kontrollü bakın. Ölmanizi kimse istemez. İyi okumalar.
Sen tam bornozunun ipini bağlarken içeri dan diye jimin girdi. Senin hiç görmemiş gibi suyu açtı ve yüzünü yıkadı. Sen ona doğru "Ne yapıyor bu adam?" Bakışları atarken o gayet rahat görünüyordu.
"Günaydın. Su perisi."
"Sana da günaydın da kapıyı calardin hayrına. Ne o öyle dingonun ahiri mi burası? "
Sana doğru baktı ve gülümsedi.
"Ben dün gece zaten kapıyı çaldım. Artık gerek kalmadı. "
Dedi ve eğilip dudağının kenarını öptü. Bu nazik öpücük seni biraz hoşnut etse de Jimin e kızmıştın bir kere."Yine de kapıyı calmaliydin."
"Tamam. Bir daha ki sefere daha dikkatli olurum. Bu arada bugün günlerden ne?"Ona doğru soran gözlerle baktın.
"Cumartesi. Ne oldu ki?"
Sana doğru kafasını bilmiş bir tavırla salladı.
"Ilkimizi kutlayalım diyecektim. "
"Tamam da izin verirsen önce üzerimi giyineyim."Jimin seni kafasıyla onaylayıp dışarı çıktı. Sende hazırlandıktan sonra saçlarını tepeden toplayıp onu takip ettin. Aklında hala dün yaptığınız o çılgınlığına anıları dönüyordu. Kendi kendine aptalca sırıttı. Ve içinden geçirdin.
"Artık o benim."
Bu düşünce midende kelebeklerin uçmasına neden oluyordu.Odaya döndüğünde jimin yatağın üstüne oturmuş elimdeki elmayı yiyordu. Yüzüne dikkatli baktığında mutsuz olduğunu anladın.
"Neyin var Chim."
Sana bakmadan cevap verdi. Sanki sana bakamiyormus gibiydi.
"Seni hayal kırıklığına mi uğraştım. Hani evlenmeden..."
Cümlesini devamını getirmedi.
Ona doğru yürüyüp yanına oturdun ve bağdaş kurdun.
"Beni seviyor musun?"
Bu soruna tip tip bakarak
"Tabiki de. Hem de deliler gibi."
Dediğinde hemen konuştun sanki acelen vardı.
"Sen beni seviyorsun ben de seni. O zaman ortada bir sorun kalmıyor. Bizim nikahimiz aşkımız."Senin cümlelerini duydukça biraz daha rahatladı ve geriye doğru uzandı. Sende onun yanına uzandin ve başını onun omzuna yerleştirdin.
Bir süre sessizce öyle beklediniz. Beklenmedik bir anda senin karın guruldaman duyuldu. Jimin kendini tutamayıp gülmüştü.
"Yaa Chim komik değil. Acıktım."
"Tamam tamam. Hadi aşağı inip kahvaltımızı edelim."Sen elimden tuttu ve birlikte aşağı indiniz. Ama o da ne?
Aşağıda kimsecikler yoktu.
Jimin etrafa bakındıntan sonra seslendi.
"Hey çocuklar neredesiniz.?"
Jimin seslenirken sen bir yandan tabaklari bulmak için dolapları karıştırırken bir kağıt buldun.
Hemen jimin e dönüp
"Bir şey buldun galiba bir not."Birlikte kağıdı açıp okudunuz. Not BTS dendi.
"Bizim erken çıkmamız gerekti. Siz de kahvaltinizi ettikten sonra sete gelin. Gözümüzden kaçan birkaç sahne varmış. Onları düzelteceğiz. ;):)"
Kağıdı okuduktan sonra jimin gülümseyerek.
"Bir de sonuna gülen surat yapmışlar. Hah."Ona doğru bakıp gülümsedin.
"İşlerini bizsiz de yapabilirler. Bugün bizim günümüz.""Evet hemen başlayalım."
Elimden tuttuğu gibi soluğu kapıda aldınız.
"Kahvaltı için harika bir yer biliyorum. Orada senin aç karnının guruldamasini durdurabiliriz. Seni aç su perisi seni."
"Yaaa Jimin bunun komik olmadığını sana söylemiştim. "
Bunları söylerken karşıdan gelen arabayı fark etmemistin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ^JıMıN^ İLE HAYALLER
FanficBu benim ilk hikayem. Bu yüzden en sevdiğim şeyi yani hayal etmeyi sizlerle paylaşacağım. Biliyorsunuz ki BTS grubu buraya kilometrelerce uzakta nefes alıyor. Biz army ler onları canlı görmesek de zihnimizde onlarla birlikteyiz. Bunu...