Cesaretinin toplandığından emin olduğunda arama tuşuna bastın ve telefonu kulağına koydun.
Jimin yatakta oturmuş merakla seni izliyordu. Annen telefonu açtığında ne diyeceğini bilemedin. Sesin kısılmıştı.
"Alo. Anne..."
Diyebildin. Kelimeler boğazında düğümlenmişti.
Derin bir nefes aldın ve annen cevap vermeden devam ettin.
"Bak. Anne biliyorum çok zor bir dönem geçiriyorsun. Ama...."
Lafını hıçkırığın böldü. Yanağındaki ıslaklığı hissettiğinde tuttuğun nefesini bıraktın ve sakinleşmeye çalıştın.
"Kızım baban vefat etti.Dün defnettik. Başımız sağolsun."
Anneni dinledikten sonra dizlerinin üzerine çöktün. Karnına yumruk yemiş gibi hissediyordun. Jimin senin yere oturduğunu görünce telaşla yanına geldi ve seni kollarıyla sardı.
"Ne oldu? Annen ne dedi?"
Sen jimin'i dinlemiyordun bile. Kulaklarındaki çınlama buna engel oluyordu. Nefesini toparladın ve zor da olsa konuşmaya çalıştın."Anne.... babam öldü mü?"
Dedikten sonra gözlerindeki yaşları daha fazla tutamadın ve ağlamaya başladın. Jimin ne yapacağını şaşırmış sana bakıyordu. - senin ve annenin konuşmaları türkçe olduğu için doğal olarak Jimin sizi anlamıyordu-
Göz yaşlarını elinin tersiyle sildin ve bir çırpıda söyleyiverdin.
"Yarın oraya geliyorum. Görüşürüz anne..."
Dedin ve annenin cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp dolabına yöneldin. Sen bavulunu çıkartırken Jimin sanan sorular soruyordu.
"Ne? Ne oldu? Hemen mi gidiyoruz?"
Jimin'e baktıktan sonra tane tane anlattın.
"Bak Jimin babam öldü onun için ilk uçakla Türkiye'ye gidiyorum."
Jimin seni merakla dinledikten sonra sesini biraz yükselterek konuştu.
"Bensiz mi gideceksin yani?"
Dedi ve kendi bavulunu dolaptan çıkartıp içine gelişi güzel kıyafetler depmeye başladı. Ne kadar üzgün de olsan onun bu halleri seni güldürmeye yenmişti.
"Hah bari kıyafetleri düzgün koy. Ben de biletleri alıyım."
Dedin ve bilgisayarın başına geçtin. Biletler biraz pahalıydı ama almak zorundaydın. Biletleri satın aldıktan sonra Jimin'in yanına döndün. O çoktan hazırlanmış kapının yanında seni bekliyordu.
Üzgün suratını biraz kıvırarak gülümsemeye çalıştın. Seni kendine çekti ve alnına kocaman bir buse kondurdu.
"Maceraya hazır mısın?"
Jimin'in koluna bir yumruk yerleştirip kapıyı açtın ve dışarı çıktın.
Merdivenin her basamağında kalbine küçük cam parçaları batıyormuş gibi hissediyordun. Her nefes alımında ciğerlerin sanki suyla donluyormuş sanki kalbinin sağ köşesi kopmuş gibi kanıyordu. Artık hayatında sadece jimin ve hayallerin olacaktı. Başka kimseye kapıyı açmayacaktın. Ta ki kalbin eskisi gibi atana kadar. Ama bu asla olmayacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ^JıMıN^ İLE HAYALLER
Fiksi PenggemarBu benim ilk hikayem. Bu yüzden en sevdiğim şeyi yani hayal etmeyi sizlerle paylaşacağım. Biliyorsunuz ki BTS grubu buraya kilometrelerce uzakta nefes alıyor. Biz army ler onları canlı görmesek de zihnimizde onlarla birlikteyiz. Bunu...