Medya: Halsey- Sorry
KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK - 4. BÖLÜM
"İYİ, KÖTÜ VE SEN"
Yalnızlığa bir kala prangalanmış insanlara ruhu. Karşısındaki beden, acısını acı katmış. Sonra akmış kirli göz yaşları, hiçbir yere sığdıramadığı mavi gözlerinden.
Suçsuz insanların, suçlu insanlar yerine acı çektiği hayatın koynuna usulca sokulurken karşımda öylece duran adamın aldığı ağır soluklar bana aitti. Benim nefes alamadığım her saniye onun solukları hızlanıyor, göğsünün ağırca yükselmesini sağlıyordu. Dakikalardır böyle duruyorduk. O benim sakinleşmem için elinden geleni ardına koymuyordu ama bu mümkün değildi.
"Şihht," dedi kafamı iyice göğsüne gömerken, hıçkırıklarımın arasında soluklanamıyor, saçlarımda gezinen parmaklarının bana verdiği huzuru yavaşça kaybediyordum.
Birinin canını almıştım.
"Polis," diye soluklandım sertçe, boğazımı yırtan bir şeyler vardı ve kelimelerimin ucundan aşağıya sarkıyordu. "Polis yok," diye sertçe soluduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım ve iyice göğsüne bastırdım. Tırnaklarım gömleği üzerinde değilmiş gibi tenine saplanmıştı ama o bunu umursayacak halde değildi. Dışarıdan gelen araba sesiyle ağırca başımı kaldırdım ve ürkek gözyaşlarımın arasında çenemi Egemen'in omzuna yasladım. O, bunu fırsat bulmuş gibi değerlendirmiş, beni bir bebek gibi kucağına kundaklamıştı. Bacaklarımı beline dolayıp göz kapaklarıma asılan insan ruhlarının, gözlerimin önünü örtünmesine müsaade ettim. Sokak kapısına doğru adımladığını hissettiğimde dudaklarımın arasından olumsuz bir ses çıktı.
Egemen beni aldırmayıp kapıyı kilidinden kurtardığında, içeriye giren her insanın bir cinayete ortaklık edeceği beni bir çocuğun oyuncak kutusu gibi bir dağıtıyor, bir toparlıyordu. Korkuyla gözlerimi aralayıp önce kilidinden kurtulmuş kapıya, ardından ise daha birkaç saat önce özgürce nefes alan ama benim nefesini birkaç saniye içinde çaldığım adama baktım. Gözbebeklerimin titrediğini hissettiğimde yanağımı Egemen'in omzuna yasladım ve içeriye girene baktım. Elmas yine kahve saçlarının üzerine bir şapka geçirmiş ve o kusursuz yüzüne olağan üstü bir şekilde bir gülümseme yerleştirmişti. Sanki içeride biri can vermemiş, hemen biraz ilerimizde kanıyla uyumuyormuş gibiydi. Kapıyı kapatma gereği duymadan biraz daha içeriye girdiğinde, beyaz gömleğinin kolları özenle katlanmış, kumral biri onun peşinden içeriye girdi. Saçları alnına düşmüştü, kahve gözleri siyaha çalıyordu ve her adımı, Egemen'le aynı acımasızlığın soluğunda ilerliyordu. Gözleri bir süre Egemen'in kucağında olan bende oyalandığında, başımı diğer tarafa çevirdim. Yaramazlık yapan bir çocuk gibiydim ama artık çocuk değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK
Teen FictionBende yirmi dört, sende yirmi bir. Aramızdaki üç sayının yarısı senin. Şimdi söyle bana, bir buçuğun tanımı nedir? * #genelkurgu'1 #gençkurgu'5