Medya: Wye Oak - Civilian
KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK - 9. BÖLÜM 1. PART
"TOTEMSEL ALGILAR"
Bazen, tenin üzerinde değen diğer bir tenin bağı, ruha düşerdi. Düşmüştü. Daha ne kadar kuvvetlenebilir ki diye düşündüğüm o bağ, zihnimdeki düşünce yoğunluğundan daha kaba bir hal almıştı. Dudaklarımın üzerinde dudakları, ensemdeki sağ eli ve yanağımı seven sol eli, bana olanı biteni unutturmuş gibiydi.
Gözlerim kapalıydı, unutturmanın yanı sıra unutmak istemiş gibiydim.
Ellerim benden izinsin ense dibindeki saçlara uzanıp onlara tutunduğunda, Egemen üst dudağımı hafifçe emdi ve geriye çekildi. Titrek bir nefes aldığımda, dudaklarımın üzerinde tekrar dudaklarını hissettim. Bu seferki kısa bir öpüştü ama aklımın başından nasıl gittiğine bir ben şahit olmuştum. Alnını alnıma yasladığında, solukları soluklarıma karıştı. Geriye kaçmak isteyen tarafım o an patlamış bir ampule döndü ve etkisini yitirdi. Ensemdeki eli diğer yanağıma kaydığında, hala gözlerimi aralayabilmiş değildim.
"Senin için," diye usulca soluklandı. Kirpiklerimi birbirinden kopardım ve gözlerimi, zümrüt yeşillerine bıraktım. "Her şeye katlanabilirim." Başım hafifçe olumlu anlamda sallandığında, ellerim hala ensesindeydi ve saçlarını seviyordu. Alnı alnımdan koptuğunda huzursuzca yerimde kıpırdadım. Dudakları alnıma değdiğinde "Egemen," diye mırıldandım. Sesim varla yok arasında bir çizginin üzerinde cambazlık yapıyor gibiydi.
Hangi tarafa eğim verirse, o pürüzü kapıyordu.
"Bebeğim," dedi dudakları hala alnımdayken. Bir süre kelimelerimi toparlamak için kendime zaman verdiğimde, Egemen'in telefonunun melodisi yayıldı arabanın içinde. Boğazını temizleyip bir elini yüzümden çektiğinde, ellerimi ensesinden çektim ve bedenini saldım. Bununla birlikte, bana döndürdüğü bedenini diğer tarafa çevirdi hafifçe. Sol eli yanağımı bırakmadan telefonuna uzandığında onu izledim. Az önce beni öpmüştü. Ensesinden çözülen ellerimden biri dudaklarımın üzerine gittiğinde çığlık atmak istedim kısa bir süreliğine, Egemen telefonu açıp gözlerini bana çevirdiğinde, kemikli parmaklarım dudaklarımın üzerinde öylece kalakaldım.
"Evet sizi kaybettik," dedi hattın diğer ucuna, arayan Ufkan'dı belli ki. "Sen konum at bana, geliyoruz şimdi." Karşı tarafı dinleyip cevap vermeden telefonu kapattığında, yanağımdaki eli birkaç kez daha orayı okşadı ve ardından durdurduğu arabanın kontağına uzandı. Araba çalıştığında, Egemen tamamen önüne dönmüştü lakin ben kendimi onu izlemekten alıkoyamadım. Araba öne atılıp yol üzerinde akmaya başladığında yaşanan son beş dakika hiç yaşanmamış gibi hissettim. Araba hiç yavaşlamamış, durmamış ve akmaya devam etmiş gibi... Zamanın devrimi ya da benim zihnimin altı, bilmiyordum, sadece huzursuz olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK
Teen FictionBende yirmi dört, sende yirmi bir. Aramızdaki üç sayının yarısı senin. Şimdi söyle bana, bir buçuğun tanımı nedir? * #genelkurgu'1 #gençkurgu'5