VI - BAĞRI YANIK HANÇER

9.4K 569 102
                                    

Medya: Boy Epic - Scars

KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK - 6

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAK - 6. BÖLÜM

"BAĞRI YANIK HANÇER"

Zamanın bağrında git gide ışığını kaybetmiş bir kız çocuğu vardı. Ne zaman ışığa yaklaştığını düşünse, daha çok çekerdi onu karanlık. Lanetli miydi, değil miydi emin değildi ama sevdiği herkesi üzerdi. Tıpkı ağzından çıkanların hemen ardından ablasının gözlerinin dolduğu gibi, babasının ona bakınca kaybettiği kadını anımsaması, görmeyi çok istediği yerin hemen akşamında kendini mezarlıkta bulması gibiydi, geçmiyordu.

"Bebeğim," dedi Ufkan'ın gözleri ablamdan ayrılmazken, "ona zarar vermedim, beni dinle."

Ablam elini kaldırıp onu susturduğunda, gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmıyordu. Onunla aramda bir kan bağı yoktu ama biz birbirimizin canına dokunacak hiçbir şeye bugüne kadar el uzatmamıştık ve uzatmayacaktık. Bir süre sonra gözlerini sıkıca kapattı. Gözyaşı önce yanağına, sonra bağrına doğru aktı. Kafasını hafifçe olumlu anlamda salladığında, bunun ne demek olduğunu biliyordum ama ses etmeye mecalim yoktu.

Elini hafifçe bana uzatıp "gelir misin?" diye fısıldayıp gözlerini araladı. Başımı olumlu anlamda sallayıp, parmaklarımı avuç içlerine sürttüm. O önden ilerlemeye başladığında peşinden ilerledim. Ufkan'ın adım seslerini hemen ardımda hissediyordum, onun adım seslerini hissetmek kafede yaşadıklarım aklıma getirirken başımı kaldırdım ve derin bir nefes aldım. Merdivenleri çok ses yapmadan usulca indiğimizde, ablam oturma salonunun ardından mutfağı da kontrol etmişti. Ufkan'a baktığında yaşadığı hayal kırıklığına rağmen onu düşünüyor, ilerleyişi ince ince işliyordu. "Arka bahçede olmalılar," diye konuştuğumda, başını olumlu sallayıp sokak kapısını araladı ve evden çıkıp, tekrar etrafı kontrol etti. Yakalanmayacağımıza kanaat getirip başını Ufkan'a çevirdiğinde, dilindeki zehre sahip çıkmayı amaçlayarak "git, temiz," diye konuşuverdi.

Uzadı uzadıya söyleyeceği şeyler, öfkesiyle harmanlanırdı.

Ufkan bunu duymamış gibi olduğu yerde dikilmeye devam ettiğinde "beni dinlemek zorundasın," diye homurdandı. Alason'un gözleri arka bahçeye kaydığında, başını olumlu anlamda sallayıp, aceleci bir tavırla "tamam," diye konuştu, babama yakalanmamız durumunda işiteceğimiz azardan endişe ediyordu. Babam Alason'a her zaman benden daha nazik davranmıştı lakin eve adam atmak... İkimizin de boyunu aşan bir durumdu ve babamın kendimizi savunmamıza göz yumacağını bile düşünmüyordum. "Çık ve köşede bizi bekle, geleceğiz." Ufkan başını olumlu anlamda sallayıp bahçede ilerledi ve demir bahçe kapısından çıkıp ablama döndü, ablamsa eliyle gitmesi gerektiğine dair bir işaret yaptı. Ufkan tamamen gözden kaybolduğunda, ablam bana baktı. Başımı onu ümitlendirmek için olumlu anlamda salladım. Sonra birlikte arka bahçeye yürümeye başladık. "Hiç anlamıyorsun topraktan sen," annemin homurtusunu duyduğumda gülümsedim ve bu gülümseme annemle babamı görmemle daha da büyüdü. Babamın üstü başı batmış, her yeri topur toprakla doluydu.

KABURGASI DOĞUŞTAN ÇATLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin