Yolculuğumuz bir saattir devam ediyordu.
Bazen sohbet ediyor, bazen müzik dinliyor bazen de sessizlik ile başbaşa kalıyorduk.
Ama halimizden memnunduk.
Yanımda oturan adam bugün farklıydı, keyifliydi ve bana da yansıtıyor, mutlu olmamı sağlıyordu.Hareketsiz kalmaktan ayaklarım uyuşmuştu.
Hafifçe yerimde kıpırdandım."İstanbul da kalacak bir yerin var mı?"
Henüz nerede kalacağımı bende bilmiyordum.
Tanıdığım kimsem yoktu, güveneceğim bir tanıdık da.
Hastane de kalmayı düşünüyordum. Şu an en mantıklı tercih orasıydı."Hastane de annemin yanında kalacağım"
İnce kaşlarını çattı ve onda bir alışkanlık haline gelen sakallarını kaşımaya başladı.
"Bir hafta boyunca mı?"
Yolculuğa başladığımız da gardiyan ile telefon konuşmamızı aynen aktarmıştım.
Bir hafta boyunca İstanbulda kalacağımı biliyordu."Evet"
Cümlemi bitirmemle anında itiraz etti.
"Saçmalama Gülperi olur mu öyle şey?"
Ben de biliyordum olmayacağını ama oldurmaktan başka çarem yoktu.
Nereye gidecektim, başka seçenek mi vardı?
Kim beni evine kabul edecekti.
Sabri ve babası yüzünden evime de gidemezdim, bu kargaşa da onları hiç çekemezdim.Umuttan saklamak istemiyordum fakat yaşanılanlarla karşısında daha da küçülüp eziliyordum.
Sesim içime kaçmıştı.
"Ben hallederim Umut. Merak etme sen"
Sakalını kaşımayı bıraktı ve anlayış dolu yeşil gözlerini bana dikti.
Boğazını temizledi, yumuşak ve merhametli sesini bana bahş etti."Nasıl merak etmeyim Gülperi. Sence ben seni bu halde yalnız bırakır mıyım, tanımadın mı beni ?"
Tanıyordum, yalnız bırakmazdı beni.
Yalnız bugün değil, ne zaman yere düşsem, tek bırakmaz el uzatırdı.
Tanımasa bile fark etmezdi, insan olmak yeterdi.
Merhamet dolu kalbi rahat etmezdi.
Yine de yardım ederdi, uçurumun kenarında beni tanımadığı gibi..."Ben seni tanıyorum Umut. Bu yüzden söylemedim sana. Yine el uzatırdın, sana yük olurdum"
Bana saliyelik bir bakış atıp gülmüştü.
Işık hızıyla yaptığı bu hareketini yakalamıştım.
Bu gülüşü samimi bir gülüş değildi, artık yaptıklarını anlıyordum. Çünkü samimi bi şekilde güldüğünde dudaklarında beliren gülümseme gözlerine ulaşır, yeşil hareleri filizlenir, bir orman meydana gelirdi.Şimdi ise yüzünde beliren bu gülüş daha çok sinirden ya da yakındığından meydana geliyordu.
"Sen bana yük olmazsın Gülperi. Bunu anla artık"
Söyledikleri karşısında, göğsümün ortasında bir top patladı ve kalbimi tekletti.
Heyecanlandırıyordu beni, bu adamın merhameti beni heyecanlandırıyordu.
İyi niyetinden mi bunları söylüyordu yoksa gerçekten beni önemsiyor muydu?"Ben sana bir yer ayarlayacağım"
Sessizce kabul ettim.
İnkar etme gibi bir şansım yoktu, eğer etseydim bana kırılırdı.
Sözlerinin bende bir değerinin olmadığı çıkarımını yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT IŞIĞI
Non-FictionGülperi 22 yaşında İstanbul da yaşayan, babası tarafından zorbalığa uğrayan bir kadındır. Bir gün babasına baş kaldırır, her şeyi geri de bırakır ve kendini Ankara da bulur. Ankara da yolu Umut Merih ile kesişir, bambaşka biri olur kaderini tekrar...