Saat gece yarısına geliyordu.
Beraber eve gelmiş, odalarımıza çekilmiş ve uyumuştuk.
Sabah uyandığımda Umutun evde olmadığını fark etmiştim.
Telefonuma gelen mesajı fark edip mutfakta benim için hazırlanmış kahvaltıyı yemiştim.
Umut, sabah erkenden ihale için çalışacağı şirkete gitmişti.
Bende tüm gün evde tek başıma vakit geçirmiştim.
Akşam yemeği için bir şeyler hazırlayıp yemiş, Umuta da ayırmıştım fakat yemekler geç olduğu için soğumuştu.Elim telefona bir kaç defa gitmişti ama meşgul etmemek için arayamamıştım.
Meşgul olmasaydı beni arayacağını çok iyi biliyordum.Stresle dizimi salladım.
Sehpanın üzerinde duran telefonuma baktım, dudaklarımı dişleyip atik bir hareketle elime aldım.
Tuşlara bastım, rehberde adının üzerinde durmam ile derin bir nefes aldım.Aradım ve kulağıma götürdüm.
Uzun bir süre çaldı fakat açmadı.
Kulağımdan çekip tam kapatacak iken yumuşak sesini duydum."Gülperi?"
Konuşmasıyla elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim, bu yüzden gözümün önüne gelen saçlarımı geri ittim.
Derince bir soluk alıp mırıldandım."Seni merak ettim."
Gülümsediğini hissetim.
Karşımda olmadığı halde gülüşünü hissetim.
Şimdi; esmer yüzünde bir aydınlanma olmuş, dudakları gerilmiş, sakallarının arasında olan gamzesi kendini belli etmiş, gözlerinde ise bir orman hayat bulmuş idi."Ben iyiyim Mavi, merak etme.
Ben geç geleceğim, uyu sen."Huysuzca konuştum.
"Ne zaman geleceksin?"
Kıkırdadı.
"İki saate gelirim."
"Tamam bekliyorum seni."
Derin bir nefes aldı.
Susmuştuk, nefes alışverişlerimizin sesini dinliyorduk.
Konuşmak istediklerimiz vardı fakat kendi içimizde hala bir savaş halindeydik."Tamam Gülperi, kapatıyorum şimdi. Ben gelene kadar kendine iyi bak."
"Sende."
Telefonu kapatıp sehpanın üzerine indirdim.
Koltuğa oturup ayaklarımı kendime doğru çektim, kafamı dizlerime yasladım.
Nevra ile iki gündür konuşmuyorduk.
Umut, sanırım olanları anlatmıştı, eğer bilmeseydi beni sürekli arardı.
Kafamı toplamamı istiyordu.
Beni benimle bırakmıştı.
Dostum anlayışlıydı.
Artık hayatım da anlayışlı insanlar vardı.Aile kavramını oluşturan fertler sanki hiç var olmamış gibi yok olmuşlardı.
Geçmiş, geçmişte kalmıştı ama yapılanlar hala aklımızda mıh gibi çakılıydı.
Geçmişin geçmiş olması için zamanın geçmesi yetmezdi, unutmamız gerekiyordu.
Ve bunu da sağlayan ancak yeni insanlar, duygular ve anılardı.Gözlerimi kapatıp dinlendirmeye karar verdim.
En iyisi biraz daha uyumaktı.
Uyku zamana karşı olan antidepresan idi.***
Duyduğum tıkırtılar ile gözlerimi araladım.
İlk önce nerede olduğumu anlayamadım, ardından salonda koltukta uyuduğumu hatırlayınca rahatladım.
Ayağı kalkıp seslerin geldiği tarafa doğru yürüdüm.
Kapının ardından geliyordu, biri kapıyı açmaya çalışıyordu.
Elimi kapı koluna attım, tam açacakken kapının ardında olan adam benden önce davranıp kapıyı açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT IŞIĞI
Документальная прозаGülperi 22 yaşında İstanbul da yaşayan, babası tarafından zorbalığa uğrayan bir kadındır. Bir gün babasına baş kaldırır, her şeyi geri de bırakır ve kendini Ankara da bulur. Ankara da yolu Umut Merih ile kesişir, bambaşka biri olur kaderini tekrar...