Umut ile birlikte geldiğimiz alışveriş merkezine girdik.
Saatler önce fark ettiğim gerçek ile beynim işlevini yitirmeye başlamıştı.
Anlamıştı, hissetmişti.
Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum.
Sessiz kalıp hiç bir şey olmamış gibi davranmak en iyisiydi.
İlk önce bana bir kaç parça kıyafet alsak en iyisiydi."İlk önce sana kıyafet almaya gidelim, olur mu?"
Umutun saatler sonra sesini duydum.
Gerginliği sesine de yansımıştı.
Gözlerine bakamıyordum.Kafamı olur anlamında salladım.
Karşımız da bulunan mağazaya girdik.
Mağaza kalabalık olduğu için yanımıza görevli gelmemişti, açıkçası gelmesini de istemiyordum.
Çok fazla ayakta duruyorlardı, bir de benim yüzümden yorulmalarını istemiyordum.
Elime askı da gördüğüm gri, uzun boğazlı bir kazağa attım.
Umut tam arkamdaydı, döndüm ve gösterdim."Sence bu nasıl?"
Yeşil gözleri kazağı taradı, beğenmiş olacak ki gülümsedi.
"Güzel, deneyecek misin?"
"Hayır bedenimi biliyorum zaten hem geniş olur bana."
Anladığını belirtmek için kafasını salladı.
Konuşmuyordu, zorlanıyordu.
Dediklerinden pişman olmuştu, kırıldığımı anlamıştı ve anında suspus olmuştu, nasıl özür dileyeceğini düşünüyordu çünkü vicdanlı bir adamdı.Derin bir nefes aldım ve tekrar önüme döndüm.
İleride tozpembe, hafif v yaka, kalın bir kazak gördüm.
İlerleyip bedenine baktım, M bedendi.
Onuda aldığım gri kazağın üstüne koydum.
İki adet pantolon ve eşofman alsam yeter de artardı.Yardımcı olacak bir görevli aradım, ileri de boşta duran bir erkek mağaza personelini görmemle elimi kaldırdım.
Bana baktı, fark etmesiyle yanımıza geldi.
Uzun boylu, esmer, ince uzun kaşlı, küçük burunlu ve yeşil gözlüydü.
Gözleri Umutun gözleri gibiydi fakat araların da bir fark vardı:
Umutun gözleri daha yeşildi ve duyguları göz bebeklerinden taşıp duruyordu."Buyrun?"
Tok ve kalın sesini duymamla yaptığım karşılaştırmanın ne kadar anlamsız olduğunu anladım.
Gerçekten mi Gülperi, hiç tanımadığın birini neden Umutla karşılaştırıyorsun.
Kendine gel hemen!Düşüncelerimi anında def ettim.
Nazik bir tebessüm yolladım."Ben pantolonlara bakıyordum, acaba yardımcı olabilir misiniz?"
Aynı şekilde bana tebessüm yolladı, eliyle pantolon raflarını gösterdi.
"Tabi, yardımcı olurum."
Pantolon reyonunda durduğun da ben ve yaşanılanları unutmak için çabaladığım adam tam yanyanaydık.
Görevli personel bize döndü.
"Ne tür bir pantolon istiyorsunuz?"
"Bir gri, bir de siyah dar kot pantolon istiyorum"
Önüne döndü, rafları karıştırdı.
Göz ucuyla yanımda duran adama baktığım da pür dikkat görevli adama bakıyordu.
Gergin görünüyordu.
Belki de ilk defa onu bu kadar gergin görüyordum.Elini kaldırıp sakallarını karıştırdı.
Artık emin olmuştum, fazlasıyla gergindi.
Ve maalesef bu eserin sahibi bendim.
İyi olmalıydı, yeşil gözlü adama gergin veya sinirli olmak yakışmıyordu, gülmek yakışıyordu.
Cennetini ortaya dökmek yakışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT IŞIĞI
Non-FictionGülperi 22 yaşında İstanbul da yaşayan, babası tarafından zorbalığa uğrayan bir kadındır. Bir gün babasına baş kaldırır, her şeyi geri de bırakır ve kendini Ankara da bulur. Ankara da yolu Umut Merih ile kesişir, bambaşka biri olur kaderini tekrar...