- Ve sen tüm bunları bana bir hafta sonra anlatıyorsun. Cidden okulda çıkan söylentileri duymasaydım ne zaman söyleyecektin sevgili en yakın! arkadaşım?
-Jimin söyleyemedim ve ayrıca o kadar da önemli bir şey değil .
- Önemli değil mi? Evleniyorsun Taehyung daha ne olabilir tüm hayatın alt üst olacak tüm düzenin birden bozulacak.
- Bir düzenim yok ki Jimin. Ne olacaksa olsun.
- Peki ya Jungkook o nasıl bakıyor bu işe, sana karşı nasıl?
- O da benim gibi olsun bitsin diyerek bakıyor. Bana karşı ise normal sadece konuşuyoruz. Dizi çiftleri gibiyiz en iyi şekilde oynamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Derin bir nefes alarak konuştu, sakinleşmişti.
- Okuldaki söylentilerinizden haberiniz var mı?
- Hayır ne duymak ne de konuşup birine açıklama yapmak istiyorum.
- Taehyung cidden herkes sizi konuşuyor adınıza bir fan sayfası bile açılmış.
Bakışlarımı şaşkınlıkla ona çevirdiğimde tam konuşacakken Yoongi'nin yanında elleri ceplerinde bize doğru gelen Jungkook'u gördüm. O cidden çok yakışıklıydı ve tanıştığımız günün aksine oldukça kibardı. Bakışlarımı takip edip nereye baktığımı gören Jimin eline malzeme geçtiği için beni sinir eden bakışlarıyla konuştu:
- Ne yani bunu zorla mı yapıyorsun Taehyung yani Jungkook'a karşı birşey hissetmiyorsun öyle mi?
- Jimin saçmalama istersen.
- Ben gördüğüme karşı konuştum.
Daha da yaklaştıklarında ise hafif kızaran yanaklarıma gülerek yerinden kalkmış Yoongiye sarılmıştı.Onlar sarılırken Jungkook yanıma oturmuştu. Elim ayağıma dolaşırken dersim olduğu aklıma geldi. Ayağa kalktığımda bana dönen bakışlara karşı konuştum:
- Birazdan dersim var gitsem iyi olacak.
Tam gidecekken önce bileğimin tutulmasıyla tekrar onlara daha doğrusu bankta oturan müstakbel nişanlıma dönmüştüm. Bize konuyu açtıktan iki gün sonra nişan yapmışlardı ve bir haftadır parmağımda yüzükle geziyordum. Bileğimdeki eli, elime doğru kayıp tuttuğunda ne yaptığını anlayamamıştım. Jimin'in kıkırdaması duyulduğunda o da ayağı kalkmış benimle yürümüştü. Okul yerine arabasının yanına geldiğimizde üzerimizdeki gözleri umursamamaya çalışıyordum. Elini bırakmadan ona dönerken soran bakışlarımla ona baktım. Bir cevap vermek yerine bakışlarını yüzümde gezdiriyordu. Daha fazla dayanamayarak sordum:
- Neden buradayız , dersim başlayacak Jungkook.
- Sana mesaj gelmedi mi?
Boştaki elim telefonuma giderken ona soran bakışlarla bakıyordum. Elime alarak telefonuma baktım.
Taehyung bugün Jungkookla alışverişe çıkmanız için öğretmenlerinizle görüştüm. Gerekli dersleri daha sonra özel olarak alabilirsin. Annenin durumunda bir değişme yok. Magazine dikkat dışarıda söylediklerinize dikkat edin.En azından bu süre içinde.
Bakışlarımı Jungkooka yönlendirmeden önce etrafıma baktım. Ellerinde telefonla oynayıp bize bakanlar, kıskanç birkaç bakış ve bizim kenetlenmiş ellerimiz oldukça ilgi odağıydı. Bakışlarımı Jungkook'a çevirdiğimde bana doğru eğilerek konuştu:
-Dikkatli olmalıyız Taehyung bozmadan devam edelim.
Kafamı salladığımda önce bakışlarımız buluşmuş ardından anlıma kondurduğu öpücükle ne yapacağımı bilememiştim. Zorla da olsa kalbimin atışlarını durdurup gülümseyerek ona baktım. Etraftan fangirl çığlıkları yükselirken bir an önce gitmek istiyordum. İstemsizce elini sıkarken sadece benim duyabileceğim bir sesle mırıldandı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TO MARRY
FanfictionHayat da aslında bir oyun değil midir? Tek farkı tek çekimdir..♥taekook♥