Üzerimdeki sweatin omzunu çekerek merdivenlerden indim. Jungkook'un olduğu için bol gelen sweati umursamadan salona girdim. Bakışlar beni bulurken Jungkook'un yanına geçip oturdum. Elimdeki yara bandını ona uzatarak konuştum:
- Jungkook koluma yapıştıramadım sen yapar mısın?
Elimden bantı alırken anlıma yaptığım sargıya baktı. Ona yaptırmadığım için nasıl yaptığıma bakıyordu. Abime söylediklerinden sonra utanmıştım aslında. Banyo yapıp yaralarıma tedavi yaparken tam dirseğimin üzerindeki yaraya bir türlü düzgün yapıştıramadığım için en sonunda pes etmiştim. Yapıştırdığında kolumu çekerek arkama yaslandım. Annesi konuştuğunda ona bakışlarımı ona çevirdim:
- Taehyung partiyi iptal ediyorum canım-
Lafını keserek konuştum:
- Hayır lütfen etmeyin ben iyiyim.
- Solgun gözüküyorsun ama parti seni yorabilir.
Gülümseyerek:
- Cidden ben iyiyim sorun yok.
- Emin misin?
Kafamı sallayarak:
- Eminim.
Gözleri parıldadığında ellerini çırparak konuştu:
- Tamam öyleyse ben hazırlıklara devam edeyim. Ama iyi olmazsan kesinlikle bana söylüyorsun söz mü?
Gülümseyerek kafamı salladım. Yanaklarımı sıkarak saçlarımı öptüğünde şaşkın bakışlarıma kıkırdamıştı. O mutfağa ilerlerken, Jungkook bana dönerek konuştu:
- Taehyung bahçede takmam gereken bir kaç lamba var sen bekle sonra size geçeriz.
- Tamam ben de geleceğim.
Peşinden bahçeye ilerledim. Merdivene çıkarken renkli lambalardan alıp ona uzattım. Lambayı dikkatli bir şekilde duya yerleştirdiğinde diğer lambayı uzattım. Balonlara gözüm kaydığında lambayı takan Jungkook'un da bakışları balonlara ardından bana dönmüştü.
- Yazık oldu ne güzel oynuyordun oysaki.
Kaşlarımı çatarak ona döndüğümde kaşlarını kaldırarak gülümsemişti.
- Oynamıyordum.
Gülmesini tutarak merdivenin basamağına oturdu.
- Oynuyordun işte neden inkar ediyorsun?
- Oynamıyordum , sadece şişiriyordum hem sen nerden gördün benim oynadığımı beni görmüyordun bile.
Kafasını iki yana sallayarak konuştu:
- Tam tersi gözlerimi senden alamıyordum .
Afalladığımda saçlarıma elini atıp karıştırarak konuştu:
- Küçük bir çocuk gibi her şişirip bağladığın balonla oynuyor bir tarafa atıyordun. Sana bir sürü balon alıp bir eve kapatsam huysuzluğunla uğraşmak zorunda kalmam.
Tekrar çattığım kaşlarımla konuştum:
- Ben huysuz falan değilim beni sinir eden sensin. Sen ve senin sinir bozucu gülümsemen.
Sözümü bitirdikten sonra arkamı dönüp gitmek için hareketlenmiştim ki yerinden kalkıp kolumdan tutmuş durdurmuştu. Lambaları takımayacak mıydı bu?
Acıyan direğimin üzeri kapalı olduğu için görmüyordu ve şuan tam da üzerini tutuyordu. Kolumu çekerek ovuşturdum. Farkına varmış olacak ki belimden tutarak kendine yaklaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TO MARRY
FanfictionHayat da aslında bir oyun değil midir? Tek farkı tek çekimdir..♥taekook♥