Boğuluyormuş gibi olsan da yüzünde mutlaka bir gülümseme olmalı...
Gülümsemek bir çok şeyi değiştirebilir aslında..
Kimsenin farkında olmadığı kadar güçlüdür gülümsemek.. Ben gülümsemenin gücünü Jungkookla farkettim. O gülümsediğinde içimde uçuşan kalebekler değişecek veya çoktan değişmiş olan bir çok şeyin habercisiydi aslında.
Aslında doğruyu söylemek gerekirse sevmeyi sevmiştim.
Sevilmek...
Fazlasıyla güzeldi aslında hissettirdiklerinin güzelliği bile büyülüyordu insanı...
- Siz Kim Taehyung , Jeon Jumgkook'u eş olarak kabul ediyor musunuz?
Fısıltıların bile duyulduğu salonda
herkes bakışlarını bana yöneltmiş cevabımı bekliyordu.Elimi kavrayan el, üzerini okşarken gerilmemi engelliyordu. Mavi lenslerinin olduğu gözlerine bakarken salondaki birçok kişinin oturmak istediği yerde olduğumu kendime hatırlattım. Derin bir nefes alıp belki de hayatımda verdiğim en değerli cevabı mikrofona sesimi yükselterek söyledim:
- Evet...
Cevabımla tüm salonda çığlık ve alkış sesleri yankılanırken Jungkook' a uzanan mikrofonla tekrar sessizliğe gömülmüştü:
- Siz Jeon Jungkook , Kim Taehyung'u eş olarak kabul ediyor musunuz?
İçimdeki heyecan daha da artarken o benim kadar beklememiş derin sesiyle cevaplamıştı:
- Evet...
İmzalarımızı atarken içimde yükselen heyecan ve nedensiz olan bir gülümseme vardı. Cidden sadece gülümsemek istiyordum. Yapacağım tek şeyin gülümseme olmasını istiyordum.
Aile büyüklerini selamlayıp davetlilerin tebriklerini alırken ilk dansımızı yapmak için sahneye çağrılmıştık.
Herkesin gözünün bizde olması evlilik olayının çıktığından bu yana alışık olduğumuz bir durumdu. Öyleydi ki aslında fazlasıyla rahatsız olmam gerekirken fazlasıyla rahattım.
Zaten sadece oyundan ibaret olan evlilik oyunumuz - yani öyleydi sanırım- için fazla birşey yapılmamıştı. Bir saat sonra bitecek olan düğünden sonra balayına gidecektik. Hayır heyecanlı falan değilim, sadece güzelce kafa dinlemek istiyordum. Oyun hali bile bu kadar yoruyorsa , gerçeği nasıl olurdu düşünemiyorum..
- Gözlerinin sadece bende olması gerekmiyor mu?
Duyduğum derin sesiyle ona dönerken taktığı mavi lenslerle ne kadar çekici olduğunu düşündüm. İnsanın sadece bakıp bir ömür geçireceği bir yüzü vardı.
Annesine güvenmemiz sonucu ; ciddi bir şekilde gözleri üzerimize çekecek kıyafetler gidiyorduk ve annesi üzerimize göre diktirdiği giysiler için fazlasıyla uğramıştı. Bizim "sade" anlayışımız için fazla olan giysiler ona göre gayette sadeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TO MARRY
FanfictionHayat da aslında bir oyun değil midir? Tek farkı tek çekimdir..♥taekook♥