- Bence kızın arkadaşı herşeyi biliyor ve ayrıca çeteyle ilgisi var.
Gözlerimi yatakta benimle birlikte yatağın başına sırtını dayayarak oturmuş film izleyen Jungkook'a çevirdim. Filmin sonu bariz belliydi zaten. Genelde filmde olayların içinde en az bulunan taraf şüphe çekmezdi ve filmin sonunda seyirciyi şaşırtmak ve filmin güzel olduğuna inandırmak için en az gözüken karakter birden başrol olurdu. Yani oyunculuk okumayan bir insan bile bunu rahatlıkla söyleyebilirdi.
- Ben bunu filmin başında söylemiştim.
Bana bakıp söylediklerimi umursamadan konuştu:
- Yatsak mı benim uykum geldi zaten sonu belli.
Kafamı sallayarak yanımdaki kumandayı alarak televizyonu kapattım. Aslında kendi yatağım olmadığı için uyuyamayacağım kesindi ama o yorgun gözüküyordu.
Gözlerimi kapatarak dinlenmeye çalıştım. Aklıma doluşan düşünceler yüzünden kaşlarımı çatarak yana döndüğümde düşüncelerle birlikte abimin annemin babamın görüntüleri gözümün önünden geçemeye başlamıştı.
Tekrar sırt üstü dönerek gözlerimi açtım. Hiçbir zaman oyuncaklarla oynayan bir çocuk olmamıştım. Yalnızlığımın kanıtıydılar sanki. O kadar çoktular ki odamda kendime ayırdığım yer sadece yatağımdı , geriye kalan bir çok araba, yapboz , çeşitli toplar , sesli robotlar...
Oynamazdım ben , sevmezdim onları..İnsanlar beni şımarık bir çocuk olarak görürdü , onlara göre elindekiyle yetinmeyen, her zaman fazlasını isteyendim. Kimse onların benim yanlızlığımın simgesi olduğunu olduğunu bilmezdi.
Annemle çekilen çocukluk fotoğraflarımı toplasan bir albüm bile etmez. Daha çok bakıcımla vakit geçirirdim ki o da okula başladıktan bir süre sonra gitmişti.
Babamın yanında durmak ister işini bitirince benimle ilgilenip oynamasını beklerdim ama o islerinin olduğunu ya da yorgun olduğunu söylerdi. Belkide bu yüzden sosyal medyaya attığı çocuklarıyla olan fotoğrafları beni kırıyordu. Beni aramayı da bırakmıştı.
Abim ve yanındaki çocuk aklıma geldiğinde öbür yanıma dönüp Jungkook'un uyuyup uyumadığına bakmıştım. Düzenli nefesleri uyuduğunu gösteriyordu. Abimin bakışları farklıydı. Onun kimseye sevgiyle baktığını görmemiştim. O çocukla ilgilenirken kimseyi umursamıyordu bile. En önemliside şu ki ben abimin gülümsemek dışında güldüğünü bile görmemiştim oysaki yatarken farkettirmemeye çalışarak çocuğun onu öpmesine kıkırdamıştı.
Ben bunları bana göstermemelerine değecek ne yapmıştım? Biraz da olsa ilgi görsem mutlu olan birisiydim ben. Jimin dışında bunu yapan yoktu onunda sevgilisi olduktan benimle daha az ilgileniyordu. Hayır Yoongiyi kıskanmıyorum tamam mı ama Jimin benim arkadaşım.
Tekrar dönecekken aniden çekilmemle anlım biraz da sert bir şekilde Jungkook'un anlına çarpmıştım. Ne yapıyordu bu salak?
- Fazla kımıldanıyorsun Taehyung.
Derin sesiyle konuştuğunda yakın olan yüzüme çarpan nefesi yüzünden nefes bile alamamıştım. Çabucak etkisinden çıkıp hafifçe kaslı koluna vurdum.
- Bunun için uyarabilirdin değil mi? Bir an nefes alamadım salak.
- Nefes kesici olduğum doğrudur.
Gözlerini açmadan konuşuyordu.
Görmese de gözlerimi devirerek konuştum:
- Ben özgüveni tavan yapmış bir egoist olduğunu düşünüyorum ama sen bilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TO MARRY
FanfictionHayat da aslında bir oyun değil midir? Tek farkı tek çekimdir..♥taekook♥