Medya!!!
bol bol yorum yapın lütfen!!
Jungkook
- Başka birşey yoksa ben çıkıyorum baba.
- Tamam. Arada uğrasan iyi olur ama şirket hakkında bilgi edinmen senin yararına.
Oyunculuk okuyan birisi için şirket bilgileri gerçekten yararıma.
Kendimi şirketten dışarıya attığımda derin bir nefes alarak arabama doğru ilerledim. Kesinlikle bana göre değildi bu şirket işleri...
Telefonum titrediğinde kulaklığı kulağıma yerleştirip derin sesini duymayı bekledim.
- Jungkook~
yüzümdeki gülümsemeye engel olamazken onu taklit ettim.
- Taehyung~
- Hâlâ şirkette misin?
- Yeni çıktım , sen?
- Ben annemin yanındayım. Eğer çok yorgun değilsen beni alır mısın? Eğer yorgunsan taksiyle geleceğim.
- Tamam ben yarım saate yanındayım.
- Bekliyorum o zaman~
- Öpüyorum o zaman..
dudağımı ısırarak kırmızı ışıkta dururken cevabını bekledim. Yüz ifadesi çoktan gözümde canlandığında gülümsememe engel olamamıştım.
- Ben de~
telefon kapandığında kimsenin olmadığı arabada kahkahamı serbest bırakmıştım.
Çok tatlısın Kim Taehyung...
Bana hiç bilmediğim bir tarafımı fark ettirmişti. Ona bağlanmak değildi mesele hiç kimse umrumda dahi olmazken ona bağlanmaktı..
Annesi için üzülüyordu. Onu el üstünde tutuyordu.
Onun gerçek olmadığını bilmeden...
Eğer öğrenseydi yaşayacağı yıkım nasıl olurdu tahmin etmek istemiyordum. Onun üzüleceğini bilmek bile kalbimin sıkışmasına neden olurken , gerçek annesi bile olmayan bir kadın için çırpınışları çaresiz kalmama neden oluyordu.
Söylememin tek nedeni annesinin gireceği ameliyat sonrası yaşama umuduydu. Onunla konuşmuş kesinlikle bilmesi gerektiğini söylemiştim oysaki. Fakat ölüm döşeğinde olan bir kadının isteğini geri çevirememiştim. Annesine sözü verirken Taehyungla böyle değildik.
Arabayı durdurduğumda kapıda valizlerle birlikte oturan eşimi görmüştüm.
Yine üzülmüştü...
Beni farketmemiş , valizlerin biri yanında dikili dururken diğerinin üstüne oturmuş , ellerini yanaklarına koymuş gözlerini önüne sabitlemişti.
Daha fazla bakmayıp adımlarımı ona doğru yönelttiğimde bakışları beni bulmuş yanına gitmemi beklemeden seri adımlarla bana yaklaşmıştı.
Yüz ifadesini görmeme izin vermeden sarıldığında anında kollarımı beline dolayıp onu kendime daha da çekmiştim. Soğuk yüzünü boynuma görmerken önümdeki evi yakmamak için kendimi zor tutuyordum.
Birsüre sonra ayrılmış sokak lambasının aydınlattığı yüzünde , düşmemesi için savaş verdiği gözyaşlarından parlayan gözleri benimkileri bulmuştu. Yutkunarak konuşmaya başlamıştı:
- Gidelim artık~
Başımı sallayarak onaylanmış valizlerini alarak arabaya ilerlemiştim. O arabaya geçtiğinde ben de binip sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TO MARRY
FanfictionHayat da aslında bir oyun değil midir? Tek farkı tek çekimdir..♥taekook♥