*Bölüm 20*

15.1K 596 15
                                    

Merhaba...
Uzun bir aradan sonra buradayım.Desteğinizi esirgemeyin benden.Bu bölüm için bolca yorumlarınızı bekliyorum.Hangi sahneleri istiyorsanız yorumda bildire bilirsiniz.Çok vaktim olmadığı için bölümler kısa olacaktır.Bunun için özür dilerim...
 İyi okumalar...

                                                               ***

Gülçin alnında Yektanın öpücüğünü hiss ettiğinde düşdüyü özlem kuyusundan biraz da olsa çıkrarak onu itti.

"Lütfen...Lütfen odadan çık." Bunları söylemesiyle Yektanın elleri yumruk olsa da sadece özlediği karısına sakince baktı.Haklıydı karısı,ama bu sözleri,bu bakışı kendisine yediremiyordu.

"Şimdi çıksamda karıcım,her zaman yanınızda olacağım!" diye Yekta koyu kahveliklerini karısının yorgun maviliklerine dikti.Gülçin de bu sözlerin altında kalmayarak gözlerini kıstı.

"Her zaman yanımızda olmayacaksın!Oğlumun babası olarak onun yanında olacaksın,ama benim kocam olarak asla!" Evet Gülçin kararını vermişdi,ne kadar Yektayı sevse de ondan boşanacaktı.

İşte bu sözler Yekta için son damlaydı.Galiba karısı karışık kafayla ne dediğinin farkında değildi.Boşanmak söz konusu bile olamazdı!Gülçin onu aff edecekti.Karısına alaylı bir tebessüm ederek kapıya taraf yöneldi.

"Bu söylediklerini yorgun ve kafan karışık olduğun için ciddiye almıyorum."

Kocasının odasında çıkmasıyla Gülçin derin nefes aldı.Anlaşılan kocası onu ciddiye bile almadı ve bu da o anlama geliyor ki,Yekta ona hemen boşanmakta yardım etmeyecekti.Ama ne olursa olsun başaracktı bunu.Bir derdi bu değildi ki!?Aklına duydukları gelmesiyle yanaklarında islaklığı hiss etmesi bir oldu.Şuan gerçekten bir karanlık kuyuya düştüğünü hiss ediyordu.

Yektanın döndüğü ve bebeğinin sağlıkla doğduğuna sevinsin mi,yoksa hayatının yalan olduğu gerçekliyine üzülsün mü bilemedi Gülçin.Ama artık bir anneydi o!Her şeyden kendi hayatından bile önemli bebeğiydi onun için.Gerçeklerle de zamanla yüzleşecekti.

Asıl olan kendisi gibi Bulutun da hiss edecekleriydi.Göz yaşlarını silerek yatağa uzandı ve kendisini tebessüm etdireni-oğlunu ve onunla olan yeni başlangıcını düşünmeye başladı...

------

Odayı terk ettikten sonraysa Yekta oğlunun yanına gitti.Yektanın beynindeyse sadece karısının dedikleri yankılanıyordu.Kendisi ciddiye almasa da ya karısı dediği yaparsa?Ne yapacaktı o zaman Yekta?Kendisi buna direnirdi,ama karısını zorla mutlu edemezdi ki?Yanında bir haraketlilik hiss edince o tarafa baktı.Babası tebessümle torununu izliyordu.

"Pişmanlığını mı düşünüyorsun evlat?" Yekta da oğluna dönerek babasının sorusunu düşündü.Gülçine olan sevgisini hiss ettikten beri pişmandı.Sevgisini kabullenmek istemeyeşi çok şeylere sebep olmuşdu ve bunların altından zorlukla kalkacaklardı.Belkide bir-birilerini kırarak,sinirlendirerek,üzerek...

"Bunu düşünmediğim bir an bile yok."

"Benim de senden bir farkım yok.Gülçin anlattı mı!?"

"Hayır,ama ben biliyordum.Gitmemin sebeplerinden biri de bu." Babasının kendisine baktığını hiss ettiğinde ona baktı.Şaşkın bakış eşliğinde alayla tebessüm etti.

"En çokta ben suçluyum değil mi!?Kocası olarak ona her şeyi anlatmalıydım,ama...Korkaklık,aptallık yaptım."

"Neden söylemedin bize!?"

"Bilmiyorum baba...Allah kahretsin ki,bilmiyorum.Kendimde değildim sanki.Ama olan oldu ve Gülçin benim bunu bildiğimi bilmiyor,öğrenmeyecekte.Bunu da öğrenirse,beni asla aff etmez.Hiç olmazsa şimdi biraz da olsa umudum var."

Omzunda el hiss ettiöinde Yekta gülümsedi.Hiç olmazsa destekçisi vardı.Engin de kendisine arka olduğunda daha da güçlü olurdu.Her kesin ona karşı olması kendisini zayıflatırdı.

"Allah yardımcımız olsun.Söylemediğimiz gerçekler oldukça ağır...Karının yanında ol.Biz gidince odaya gidersin,annen Gülçinle konuşacaktı." Yekta onaylayarak başını salladı ve oğlunu seyre daldı...

---

O günün üzerinden günler geçmiş Deniz Aykutun kırkı da çıkmıştı.Evet...Gülçin Deniz,Yekta Aykut ismini koymak istediğinden kimlikte böyle yazılmıştı,amma Yekta karısının hatrına Deniz diye sesleniyordu.O günden sonra aralarında 'boşanma' konusu geçmemişti.

Çünki Gülçin o gücü kendisinde hiss etmediği için konuyu uzatmamıştı,ama bu açmayacağı anlamına gelmiyordu.Bu gün açacaktı bu konuyu Gülçin.Yektanın israrlarına dayanamayarak ve o evden uzaklaşmak istediğinden yeni eve çıkmışlardı.Yektayla aynı evde kalsalar da Gülçin ona soğuk davranıyordu.

"Gülçin..." Arkasından Yektanın sesinin gelmesiyle bakışlarını uyuyan bebeğinden çekerek arkasına döndü.Tebessümle kendisine bakıyordu.

"Efendim?"

"Konuşmanın zamanı gelmedi mi?"

"Haklısın...İn aşağıya ben de geliyorum." Yekta karısını onayladıktan sonra aşağıya indi.Gülçinse soon kez oğluna baktıktan sonra onun alnına öpücük kondurup Yektanın arkasından indi.

GErgin bir konuşma kendilerini bekliyordu.Salona indiğinde Yektanın tekli koltukta oturub bir şeyler düşündüğünü gördü.Kendisini fark ettiğinde bakışları bir-birilerini buldu.Gülçin de onun karşısındakı uzun koltuğa oturarak Yektaya baktı.Nereden başlayacağını bilmiyordu.

"Annemle de konuştun,Bulutla da konuştun ve ailenle de yüzleştin.Sence sıra bize gelmedi mi?" Yektanın konuyu açmasıyla Gülçin onu başıyla onayladı.Ama onun 'biz' diye hitap etmesi Gülçini rahatsız etmişti.'Biz' diye bir şey hiç olmamıştı.Gülçin ne kadar onu hayal etse de olmamıştı.

"Haklısın,ama Yekta 'biz' diye bir şey yok.Her şey paramparça oldu.Sana hastahanede de söylemiştim.Boşanacağız.." Karısının sözlerini sonuna kadar dineleyen Yekta sinirlendiğini ve kalbine ağırlık çöktüğünü hiss etti.Sert kahveliklerini yorgun maviliklere dikti.

"Boşanacağız!? Ben de sana o işi unutman gerektiğini söylemiştim.Biz bir aile olacağız Gülçin! Sen  beni,ben de seni seviyorum ve bizim bir çocuğumuz var!"  Gülçin içinden Yektanın dediklerine güldü.Yekta kendisini seviyormuş...Sevse şuan bu halde olmazlardı.

"Ben istemiyorum,anladın mı!? Evet bebeğimin babası ola bilirsin.Onunla görüşe de bilirsin değişen bir şey olmayacak.Sadece ayrılacağız,zaten hiç birleşmemiştik." Gülçinin sözlerine daha da deliren Yekta oturamayıp ayağa kalktı ve odada volta atmaya başladı.

"Beni sinirlendirme Gülçin.Boşanmayacağız biz o kadar! Sen çoçuğumun annesi ve benim de kadınım,karımsın.Bu asla değişmeyecek!"

"Öyle bir değişecek ki Yekta! Sen de şaşıracaksın ve en kısa zamanda mahkemeye baş vuracağım..." Yekta dayanamayıp komodinin üzerine olan bardağı alarak duvara fırlattı.Her şeyı yakıp-yıkmak istiyordu.Bardak duvarda tuzla buz olurken Gülçin korkmadan edemedi.Ama yine cesur olmalıydı.

"Mahkemeye baş vuracakmış...Benden nasıl ayrılacaksın merak ediyorum! Ben istemiyoum o kadar.Anlaşılan senin tatile ihtiyacın var.Her şeyi iyi-iyi düşünmelisin! Sen çocuğumun annesisin,aklını kafana topla!" Yektanın sözlerine daha fazla dayanamayan Gülçin ayağa kalktı ve merdivenlere doğru yönelirken Yektaya da son sözünü söyledi.

"Aslında sen aklını kafana toplamalısın.Bu şımarıklığına son ver! Beni istemeyip yatakta sadece bir notla terk eden sendin!Şimdi bunları söylemene hakkın yok..." Karısının sözlerine cevap bulamayan Yekta gözleri dönmüş bir şekilde Gülçinin arkasından sadece

"Biz ayrılmayacağız! Sen hep benim kadınım ve karım olarak kalacaksın!" diye sözleri tekrarlıyordu...

Bölüm sonu...

Yeniden  ✓TAMAMLANDI✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin