Merhaba... Birazdan okuyacağınız bölüm sıkıcı ola bilir,bu yüzden sabr edin biraz. Gelecek bölümden itibaren güzel bölümler olacak. Sizden isteyim sabrlı olmanız. Yeni bölüm akşama gelecektir.
Keyifli okumalar...
***
Duymak istemiyordu.Gülçin doktorun söyleyeceklerini duymak istemiyordu. Bu yüzden elinde olmadan delicesine elleriyle kulaklarını kapadı.Başını sağa-sola sallarken akan gözyaşlarıyla birlikte sayıklıyordu.
"Hayır! Hayır... Ona bir şey olamaz! Hayır... O-o iyi. On-ona bir ş-şey ol-olmayacak..!" Gülçin doktorun sözlerini devam etmesine izin vermiyordu. Korkuyordu kötü bir şey duymaktan. 'Maalesef hastayı kaybettik' cümlesini yüreği kaldırmazdı. Duyamazdı o cümleyi,ölürdü. Gülçin böyle devam ederken Şeyma hanım üzüntüyla onun ellerini kulaklarından çekti onu kendine getirmek için tokat attı.
"Kendine gel Gülçin! Böyle yaparak hiç bir şeyden kurtulamazsın! Devam edin doktor bey... Oğlum iyi mi?!" Şeyma hanım doktora döndüğünde kendine gelmiş Gülçin de doktora umutla baktı.
"Hastamızın ameliyyatı başarıyla geçti. Ayaklarında hasar yoktu ufak-tefek çiziklerden başka. Derin yaralar belinden yukarıdaydı ve sol kolu da kırılmış. Önümüzdeki 48 saat çok önemli. Şuan yoğun bakıma alınacak... Geçmiş olsun" Doktor gittikten sonra Gülçin yerine oturdu. Başını ellerinin arasına aldığında kendisini çaresiz hiss ediyordu,ama şükürler olsun iyiydi o.
Saatler geçmiş sabah olmuştu artık. Gülçin Denizin yanına uğradıktan sonra yeniden hastaneye dönmüştü. Koridorda kendisi ve Engin vardı. Engin büyük israrlarıyla Şeyma hanımları eve göndermişti. Gülçin ayağa kalkarak aynadan sevdiğine baktı. Büyük makinelere bağlı kablolar yaralarla dolu bedenini kaplamıştı. Sol eliyse alçaya alınmıştı.
"Kantinden kahvaltılık bir şeyler alıp gelecegim. Böyle aç,susuz güçlü duramazsın."
"Teşekkür ederim Engin,ama yiye bilecegimi sanmıyorum..." Gülçin Engine döndüğünde Engin Gülçine ters bir bakış attı.
"Sen annesin Gülçin. Hem Yekta için,hem de Deniz için güçlü olmalısın. Şimdi sen de benimle geliyorsun ve kahvaltı yapıyorsun!" Gülçin daha fazla bir şey demeyerek Engini onayladı. Enginin kamtincinin yanına gitmesiyle kendisi bir yere geçip oturdu ve telefonunu çıkararak Oktayı tuşladı.
"Alo?"
"Nasılsın Gülçin? Kusura bakma yanında değilim,ama haberleri Enginden alıyorum. Kalabalık yapmak istemedim" Gülçin zoraki tebessüm ederek 'düşünceli adam' diye içinden geçirdi.
"İyiyim Oktay. Problem değil. Senden bir şey isteyecektim de..."
"Buyur?"
"Bebek bakıcılığı için ilan vere bilir misin?" Ayçayı meşgül etmek istemiyordu. Kendisi bu haliyle oğluna bakamazdı. Şeyma hanımlar da kendisi haldeydi. En iyisi bakıcı bulmaktı.
"Tamam. Hall olmuş bil."
"İlan için gelen bakıcılarla kendim görüşeceğim,yarına ayarlarsın."
"Tamam. Kapatsam olur mu?" Oktayın sıkıntılı sesiyle Gülçin o görecekmiş gibi başını salladı.
"Olur. Hoşcakal. Teşkkür ederim"
"Kendine iyi bak. O iyi olacak. İki güne ayağa kalkacak. Yekta güçlü..." Gülçin telefonu kapattığında Engin de elinde tepsiyle geldi. İki çay ve poğaça almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden ✓TAMAMLANDI✓
Romance|. "Tamam... Gelelim asıl konumuza. Sen de görüyorsun Yekta. Ne sen,ne de ben mutlu değiliz! Neden bize bunu yapıyorsun? Artık bir evladımız var. Aramızda yaşananları ona yansıtmak istemiyorum,ama biz mutsuz oldukca onu nasıl mutlu yapacağız? Lütfen...