Güneşin batmaya çalıştığı saatlerde ayaklarım, beni Zorbattı'nın eteklerine doğru çekti.
Yürüyordum. Derin düşüncelere dalmıştım yine, tehlikeli düşünceler, diğerlerinin duyarsa ellerimi bağlayıp kanımı havaya boğacakları düşünceler.
Oysa ben de diğerleri kadar Ulu'yu seviyorum. Hiç görmediğim halde onun dünyanın en iyi insanı olduğuna inanıyorum, en 'ne iyi varsa her şey' olduğuna. Ama anlamadılar, anlamıyorlar ve anlamayacaklar da. Onlara göre sahtelerden biriyim. Şüpheliyim, itaat etmeliyim, izlenmeli her hareketim.
Her şeye rağmen bir insanın kendi gibi birine köle olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hayır, Seçkinlerin aptalca kurallarına uymak zorunda değiliz. Ulu'yu sadece kendine özel kılanların sözünü dinlemek zorunda değiliz.
Burası benim ülkem... Burası Ulukara ve ben, bu ülkenin kurallarından nefret ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kentin İsyancısı
Ciencia Ficción"Bundan yüz elli yıl önce, dünya bambaşka bir yermiş Poli. İnsan sayısı çokmuş, milyarlarca insan yaşarmış. Tüm insanlar eşit ve hürmüş. Ülkeler arası bazen çekişmeler olsa bile kimse kimsenin ayağına kapanmak zorunda değilmiş. Bunu tercih edenler a...