Bölüm Şarkısı: Melike Şahin - Tutuşmuş Beraber
Sevemedim Ayrılığı 5. Bölüm
ღ
-Geçmiş
Ağır ağır batan güneşin ve etrafa yaydığı muazzam bir kırmızılığın eşlik ettiği akşamlardan bir tanesiydi. Derin ve bol neşeli sohbet aramızda dört dönüyor, kahkahanın ve gürültünün bir saniye dahi olsun eksilmesine izin vermiyordu. Karahan malikanesinin o büyük arka bahçesinde oturuyorduk hep beraber. Bir yanımda Serkan'ın babaannesi, öbür yanımda Şeyda oturuyordu.
Ben ise, her zaman olduğu gibiydim işte. Sessizdim. Çoğu zaman onlardan biriymişim gibi davranıp, gülüp eğlenmesem de bugün bir durgunluk vardı üzerimde. Dalgındım. Sadece beynimin içinde uğuldayan, belli bir süre sonra büyük bir fırtınaya dönüşen düşüncelerime odaklanabiliyordum.
Ruhum yine bedenimde küçük, daracık bir yer bulmuş ve kendi içimde yaşadığım tüm kargaşadan kaçarak oraya saklanmak istiyor gibiydi bu yüzden konuşulan her şey, edilen sohbet bol kahkahalar ve tüm bu gürültü benim için sinek vızıltısından farksızdı.
Her şey sandığım kadar kötü değildi. Serkan'ın annesi yahut kız kardeşi düşündüğümün aksine bana karşı hep samimi ve sıcak davrandılar. Alparslan Karahan'ın aksine. Her şey biraz daha çekilebilir oluyordu aslında. Zaman geçtikçe yaşadıklarına da alışıyordun, hislerine de. İşte tüm her şeyin kilitlendiği nokta. Zaman. Her şey birazcık ilerlemesi gereken zamana bakıyordu.
İşte böyle bir şeye dönüşmüştü hayatım tek bir gecede. Üzerinden altı ay geçmişti bile hatta. Benliğimin rüzgarlarını estirebildiğim tüm her şeyi burada yapmama izin veriyorlardı. Beni her daim sakinleştiren de bu olsa gerekti. Dilediğim gibi müzik dinleyebiliyor, keman çalabiliyor, Serkan'a ait olan o muazzam piyanonun başına geçebiliyordum mesela.
Ah, Serkan Karahan.
Bir insan bir insana kaç günde bağlanırdı? Kaç günde ona sonsuz bir güven hissi duyabilir, her an ruhunu ona vermeye hazır hale gelirdi? Bazı gecelerimi tüm bu düşüncelerle harcıyor, yatağımda bir o tarafa bir bu tarafa dönerken düşünmekten boğulduğumu hissediyordum. Tüm bunlar olmadan önce hiçbir şey olmasını beklediğim gibi değilken, Serkan Karahan hayatımda görüp görebileceğim en yakışıklı, en kibar, en güzel erkek olduğundan tüm bunlar kaçınılmaz diyorum bazen kendi kendime. Ona düşmeyip de kime düşeceksin? Diye de sorguluyorum. Bir yandan korkuyorum da. Birbirimize verdiğimiz söz, altı ay olmasına rağmen onu neredeyse hiç görememem. İçimden bir ses tüm bunların büyük bir acının alameti olduğunu haykırıyor, hislerimi bir an önce kontrol altıma almam gerektiğini söylüyordu.
Dizlerim hiçbir zaman iyileşemeyecek endişesi doğuyordu içimde sonradan. Onu böyle, benim bile farkına varamadığım yahut varmak istemediğim, kalbimden gelen derin bir hisle sevmeyi taşıyamayacağımı hissediyorum.
Sonra onu özlüyordum. Kendi içimde yaşadığım kavga gürültü bir anda duruluyor ve sadece ona duyduğum özlem baş gösteriyor. Her gece çok geç yatmama rağmen o saatte bile gelmiş olmuyordu Serkan. Sadece bazı geceler sabah karşı vücudunun sıcaklığının kalbimi sardığını hissediyorum. Rüya gibi geliyor ve daha sonra uyandığımda yanımda bulamıyorum.
Aslında onu birkaç gece yakalayabilmiştim. Yorgunluktan ayakta duramayacak bir vaziyette olduğundan eve gelmişti ama yine de beni kıramayıp dolunay ışığında benimle sohbet etmişti bir keresinde. Onunla müzikten konuşmak, ne kadar çok Vivaldi sevdiğinden bahsetmesi ve benim parçalarını çok güzel şekilde yorumlayarak çaldığımı söylemesi, muazzam ötesi bir his. Bunu size tarif etmek inanın benim açımdan çok faza güç. Hiç hissetmediğim bir duyguyla kalbim çarpıyor, heyecanlanıyor, ve kelimeleri birbirine karıştırıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevemedim Ayrılığı
RomanceBiliyorum çoktan gittin. Biliyorum, hiç sen olamadım yahut hiç ben olamadın. Fakat sana yemin ederim, kıvrım kıvrım kirpiklerinden avucuna ektiğim papatyalara kadar; seni, çok... ღ Belime sarılı eli ile beni daha da fazla kendine çekti. "Peki seni...