Sevemedim Ayrılığı - 10.bölüm " Kaybolan Soluk Gidişler Ve Uçurum Kenarında Bir Adam."
Bölüm Şarkısı:
SYML - Where's My Love
Tüm bir yaşamın ağırlığı, toplasan bir gram bile etmezdi aslında. Yaşanılan acılar, her gece bitsin bu çile diye edilen haykırışlar, ağlamaktan kaybedilen benlikler ve daha nicesi... Hepsinin bir daha nefes alamamak karşısında değeri hiçbir şey etmezdi. O an toplasan tonlarca bir yüktü insanın sırtında. Ama öyle bir anda geliyordu ki bir gram bile etmiyordu ağırlığı. Ve o an, hep ensemizdeydi. Bunu görmezden gelerek yaşama çabamız ise büyük acizlikti.
Üzerimdeki, bir daha hiç nefes alamamak ve hayata gözlerini aralamak arasında kalmış ve o ince çizgide tüm hatalarıyla baş etmeye çalışan yaralı bir kadının ağırlığıyla gözlerimi araladım.
Beni karşılayan beyaz bir tavandı ve kulağıma çalınan düz bir ses vardı. Bulanık gören gözlerimi kırpıştırdım bir iki kere. Düz ve stabil sese derinlerden acı yüklü bir ses tonu daha eklenmişti. Tam göğsümdeki muhteşem ağrıyla algılamaya çalıştım. Külkedisi diyordu titrek bir ses. İçimin titrediğini hissettim sadece bir an. Görüşüm hala net değildi ve yerin yedi kat dibindeymişim gibi bir uğultu içindeydim.
Sağ elimin üzerinde hissettiğim sıcak bir ten, daha iyi hissettirmişti. Gözlerimi bir iki kez açıp kapattım, bulanık görüntünün netleşmesi için. Yutkunup durdum defalarca. Sanki hızlı hızlı yutkunursam bu uğultudan kurtulacakmış gibiydim.
"Uyandın, külkedisi. Uyandın sevgilim."
Biraz daha net duydum bu sefer bu tanıdık sesi. Bedenim sanki kendi kontrolümde değildi. Ancak yine de güç de olsa kafamı sağa doğru çevirmeye çalıştım. Denk geldiğim ise masmavi bir gökyüzüydü.
Tanıdık bir sima görmek, üzerimdeki ağırlığın çoğunu sırtlanmıştı. Hafiflemiş, kuş kadar özgür hissettirmişti. Tanıdıktı bu his. Harika hissettiriyordu. Ama aynı zamanda düşmandı. Zamanında kılıç kuşanıp zehirli uçlarını bedenime, özellikle kalbime doğrulttuklarını biliyordum.
"Serkan." Sesim, o kadar kısık çıkmıştı ki, ben bile zor duymuştum. Ve üstelik boğazımdan çıkan her bir harfte canım yanıyordu. Yüzümü buruşturdum, gerçekten iğrenç bir histi. Bedenimin ağrısını ve kalbimin acısını aynı anda çekmek ruhuma hiç de iyi gelmiyordu.
Ellimi sıkı sıkı tutup dudaklarına götürdü. Biraz daha net görebiliyorken yanaklarından akan gözyaşlarını fark etmemem imkânsızdı. "E-efendim külkedisi?"
Göğsümdeki ağrı beni oldukça zorlayacağından konuşmak için bekledim biraz. Onun burada olması bir nebze de olsa iyi hissettirmişti. Ellerinin arasında olan ellerim ile hep güvende, korkusuz ve umut dolu hissetmişimdir zaten. Lakin her şeyin sonu olduğu gibi bunlarında bir sonunun olduğunu anımsamama uzun sürmemişti.
Onun mavi bakışlarında kaybolmuşken beynimin içinde kuvvetli bir fırtına çıkmışçasına bir ağrı gözlerimi kısmama neden olmuştu. Bağırış ve çağırışlar kurşun yemişim gibi bir sancıyla beni ağırlamıştı.
Seni hiç bırakmayacağım külkedisi...
Boşanıyoruz!
Karımla ayrılmadık!
Git buradan Yasemin!
Elimi çekmeye çalıştım ellerinin arasından. Anımsamıştım o an, nasıl büyük bir acıyla savaş verdiğimi. Neler olduğunu tam olarak hatırlamıyor olsam da o iğrenç hissin verdiği derin acı hiç gitmemiş gibi yeniden vücudumda yerini almıştı. Artık mavi bakışları benim gökyüzüm değildi bundan emindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevemedim Ayrılığı
Roman d'amourBiliyorum çoktan gittin. Biliyorum, hiç sen olamadım yahut hiç ben olamadın. Fakat sana yemin ederim, kıvrım kıvrım kirpiklerinden avucuna ektiğim papatyalara kadar; seni, çok... ღ Belime sarılı eli ile beni daha da fazla kendine çekti. "Peki seni...