ღ 4 - Aşk Bir Savaştır.

1.5K 122 42
                                    

Bölüm Şarkısı: NF - Let You Down 

Sevemedim Ayrılığı 4.Bölüm 


Hayatımda, kendimi büsbütün tammış gibi hissederek uyandığım sabahlar o kadar azdı ki, bir elin beş parmağını geçmezdi toplasan. Ben tüm hayatım boyunca korkunç bir eksikliğe hapsolmuş bir kadındım. Karanlıktı, hep. Karanlıktan bir nebze olsun korkmazdım ancak bu eksikliğin zifiri karanlığı, acı feryatlarla ışık oluyordu ruhuma ve beni ölümüne korkutuyordu.

Hiçbir zaman yok olmayacağını düşünürdüm bu eksikliğin. Sonsuza kadar; tutsak kaldığı, kan ve yanmış çiçek kokularının hâkim olduğu eksiklikte yaşam süreceğimi hep bu karanlığın ışığından korkacağımı sanırdım.

Ta ki, bir kişiyle tanışana kadar. oysa tamamen yanıldığımı bu konu hakkında yanılabileceğimi dahi fark edemeyecektim.

Hiç şüphesiz hapsolduğum o yerden beni çekip çıkaran Serkan Karahan'dı. Üzerime sinen yanmış çiçek kokusunu bile o an sevdiğini düşünmüştüm.

Ve size yemin ederim onun daha kim olduğunu dahi bilmeden birlikte nikah masasına oturduğumuzda hissetmiştim: tutsağı olduğum tüm bu duyguları yeneceğini ve benim elimi tutarak beni çekip kurtaracağını...

Bu his, yüreğimi sımsıkı yaran büyülü bir his gibiydi. Şiddetliydi. Ben ise o kadar kör yaşıyordum ki hayatı, onun yanında asla kavrayamadığım bir şekilde tüm benliğim, ruhum, yaralarım kaçışlarım tastamam olurken hiçbir şeyin farkına varamamıştım.

Yalnızca; bir sabah uyandığımda yine şiddetli mi şiddetli bir duygunun tesiri altında olduğumu kavrayabilmiş ve gerçekten de her şeyin tastamam olduğunu anlayabilmiştim.

Bu sabahın sıradan bir sabah olmayıp beni ilk öptüğü gecenin sabahı oluşu ise kesinlikle beni ona daha da bağlayan etkenlerden birisiydi. Düşününce, hala daha o mükemmel his içimi kavururdu. Beni öpüyordu ve ben sabah uyandığımda tastamam oluyordum. Düşmanca varlığını sürdüren tüm eksiklikler yok oluyordu birden. Adeta tastamam oluyordum. O günden sonra da büyülü bir şekilde asla ama asla hissetmiyorum karanlık korkusunu.

Tek bir öpücükle noksansız tüm şiddeti ve duyguları tastamam bir Yasemin Yılmaz, hayır Yasemin Karahan olmuştum.

Serkan'a karşı tüm benliğimde hissettiğim duygular hep şiddetliydi. Onu ilk gördüğüm an şiddetle vurulmamış mıydım zaten, sadece kokusuna? Sadece mavi sonsuzluğuna, gözlerine?

 Sonrasında ise şiddetle sevdim. Şiddetle acı çektim onun için, özledim, deli gibi özledim. Haz duydum.

Ve sonra şiddetle son buldu tüm duygularım, tüm hazlar...

Ve William Shakespeare hiç uğramadı hayatımıza.

Sevgimize, mecburi sevgimize...

Şimdi de öylece koltukta oturmuş, birkaç gün önce birkaç kâğıda attığım o imza ile birlikte yeniden hapsolduğum o karanlığın  tamamen ölmüş çiçeklerin kokusunu hissetmeye çalışıyordum.

Bu karanlık acımasızdı. Bana karşı hep düşman gibiydi ancak, Serkan gittikten sonra çok daha fazla düşman kesilmişti bana. güçlü bir şekilde içime tekrardan oturmuş bu sefer Serkan ile tanışmadan önceki krallığından daha büyük bir krallık kurmuştu yüreğimde. Ve en küçük ve kokulu zindanlardan birine ise beni kilitlemişti.

Çok büyük farklar vardı iki yıl öncesi ile. Artık bazı şeylerin eksikliği ile yaşamıyordum mesela. Büsbütün eksik oluşumdu en büyük fark.

Sevemedim AyrılığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin