Gerçekten geometri dersinden nefret ediyordum. Neden sayısal seçmiştim ki. Yaptığım en büyük hataydı bu. Diğer ders yazılı yapacaktı hoca ve ben odaklanamıyordum. Tek istediğim bir an önce zilin çalması ve onu görebilmekti. Gerçi sert konuşmuştu en son benimle ama umrumda değildi. Kırılmıyordum bu söylediklerine. Odaklanmaya çalıştım ve dersi dinlemeye başladım. Tahtaya öğrenci çıkartıyordu ve soru soruyordu hoca. Beni seçmemesi için dua ederken zil çaldı. Şansımı seveyim ayol.
Yine bir öğle arası. Yine bir Gaye malı. Yine bir sıraya girme çabaları. Olmayan sıraya. Ve yine kaos. Gözüm kantin kapısındaydı çünkü her an gelebilirdi. Gayenin yemeğini alması ve bana çikolatalı süt almasıyla masalardan birine oturduk. Duvar kenarında sülük vardı. Ve aptal aptal sırıtıyordu.
'Bu işte bir bokluk var' diye dürtükledi ben Gaye.
'Ordan bakınca salak gibi mi duruyorum kızım anladık herhalde' kızın gülümsemesinde bokluk arıyorduk. Çokta zeki sayılmayız. Bunu düşününce mal gibi kahkaha attım. Sanırım deliriyorum.'Kanka şuan tam olarak gerizekalı gibi görünüyorsun' deyip kafama vurdu.
Kantine Kaan'ın girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Çok tatlı görünüyordu. Formanın üzerine siyah kapşonlu giymişti. Ve bu ona yakışıyordu. Kantine biraz bakındı. Ve gözleri sülüğü buldu. Gülümsedi ve ona sarıldı. Boynuna gömdü yüzünü sülüğün. Çıkıyorlardı. Gülümsedim. Burda durmak istemiyordum. Kantinden çıkıp kızlar tuvaletine girdim. Gaye de peşimden geliyordu. Kabinlerden birine girip dolan gözlerimi silmeye çalıştım. Sildikçe yenisi akıyordu. İlk defa ondan vazgeçmek istedim.