Kapının önünde çekingen bir şekilde duruyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu çok tuhaftı bu kadar çabuk öğrenmesini beklemiyordum. Yanıma yaklaştı.
'Naber gizemli?' tamam sanırım kalpten gideceğim. Ne yapacaktım. Dürüst olmalıydım. Zaten öğrenmişti.
'İyi senden' hayır kekelemedim. O da neymiş bu küçücük an için mi heyecanlanacaktım. O yüzden rahattım.
'İyi, bakıyorum hiç şaşırmadım müdürü göremeyince'
'Sen olduğunu anladım çünkü, hem müdür benimle neden bilgisayar sınıfında görüşmek istesin ki' diyerek göz devirdim. Sinirini bozmuştum.
'Demek beni seviyorsun?' tamam şimdi ne diyecektim. Cesur davranmalıydım.
'Hayır. Sana aşığım' dedim ona doğru bir adım atıp. Cesaretine şaşırmıştı. Kalbim küt küt atıyordu. Çünkü yakındık ve bana gülümsemişti. Aşık olduğumu söylemem hoşuna gitmişti.
'Demek bana aşıksın?' diyip o bana doğru bir adım attı. Çok romantik bir ortamdı. Yine klasik olaylar silsilesi yaşıyorduk.
'Daha kaç kere tekrar etmem gerekiyor anlaman için' diyip bir adım attım. Gülümsedi. Allahım bu nasıl bir gülüştür. İçim eriyor be.
'Tekrar etmen hoşuma gidiyor olamaz mı?' diyip adım atamadı çümkü dip dibeydik zaten. Direk yüzüme bakıyordu ve bu rahatsız ediciydi. Utanmıştım.
'Daha ne kadar flörtleşeceğiz tatlı şey, hayır yani kalbim dayanmıyor da.' diyip hafif ittim onu.
Tam göğsünden itmiştim. Acımış gibi kalbini tutup düşüyormuş gibi yaptı. Çok sevimli bir sahneydi.
Gülümsedim. 'Sınıfıma dönmem gerekiyor. Fizikçinin beni dört gözle beklediğine eminim.'diyip saçımı arkaya doğru attım.
'Müdürle konuşuyorsun unuttun mu?' diyip göz kırptı. Etkilenmedim yakışıklı.
'Fizikçi de bana bayılmıyor zaten' diyip sıraya oturdum. Evet sıraya, sıranın üzerine.
'Zor ikna olursun sanmıştım...' durdu '...tabi bende böyle yakışıklı görsem yanında kalmak isterim.' dedi ve yanıma oturdu. Kıçımın dibine. Ah kesin bana aşık.
'Bir insanın egosuna ilk defa hak veriyorum be. Şimdi aşığım yakışıklısın diyorum da bir tarafların kalkmasın ayol.' kahkaha attı.
Şimdi ne olacaktı. Yani anonim değildim. Ona nasıl yazabilirdim rahat rahat. Ya da ona kendimi nasıl sevdirecektim.
Birden 'Şimdi ne olacak?' dedim. Ne konuda der gibi baktı. 'Şimdi benimle konuşmak istemeyeceksin, ben sana rahat rahat yazamayacağım,' durdum isyan edercesine '...niye buldun ki beni.' çok tatlı görünmüş olmalıyım ki yanaklarımı sıktı. Sanki küçük kardeşiyim. Peh.
'Her şey aynı şekilde devam edecek. Rahat rahat yazabilirsin.'
'Bu demek oluyor ki benimle konuşmak istiyorsun?'
'Hayır.' dedi birden.
'Hayır mı? Yani konuşmak istemiyorsun?'
'Hayır.'
'Dalga mı geçiyorsun ne hayır. Söyle işte istiyon mu istemiyon mu?' kendimden iğrendim. Ne kro kro soruyorsun gerizekalı Yağmur.
'İstiyom kız. Varıcam sana' bu haline aşırı bir kahkaha attım.
'Alıcam çocuk seni' diyip tekrar güldüm. O da bneimle gülüyordu. Biz böyle salak gibi gülerken zil çaldı. Sıradan indim.
'Biz kalkalım artık. Misafirliğin kısası makbuldür.'
'Yine bekleriz.' ne saçma bir konuşma olmuştu. Hadi ben heyecandan saçmalıyorum o? Diyorum size kesin bana aşık. Sınıftan çıkmış kendi sınıfıma giderken aptal aptal sırıtıyordum. Benim için dersinden çıkmıştı. Benim için nöbetçiyi ayarlamıştı. Benim için.. Tamam sanırım bu kadar başka bişey yapmamış. Olsundu bu da yeterdi.
Vote ve yorum.