Sertap Erener-Bir Çaresi Bulunur Elbet ile okuyun
"Birdaha olmaz diyorum. Büyütmüyor musun biraz." Konuştukça sinirlenmemi sağlıyordu. Pollyanna gibi davranmasına uyuz olmuştum.
"Kaan eski sevgilinle aynı ortamda bulunup bir de kahve içiyorsun. Bu küçük bir sorun gibi mi görünüyor sana?" Sinirim yavaş yavaş nirvanaya tırmanıyordu. Bulunduğumuz sakin kafe ise hiç yardımcı olmuyordu.
"Ya anlamıyorum ne işin vardı? Neden? Kalçası daha büyük diye mi? Sende uyandırdığı duygular daha yoğun diye mi? Yoksa ona olan duyguların henüz sona ermedi mi? Beni bir araç olarak mı kullanıyorsun Kaan? O kızdan mesajlar aldım. Beni aldattığın ile ilgili. Ve ben sana geldim. Sana inandım. Her şeye rağmen gidip onunla kahve yudumlamak ne demek? Beni tabi ki benim seni sevdiğim kadar sevmediğini biliyorum. Hatta senin ki sevgi mi onu bile bilmiyorum." Diye devam ettim. Saçmalıyordum. Beynim allak bullak olmuş, düşünmeyi reddediyor, depresyonu amaçlıyordu.
Kıskanç olduğumu biliyordu, o kızla görüşmesini istemediğimi defalarca dinlemişti. Kaldı ki kızın bizi ayırmak için yaptığı hamleler beni destekler nitelikteydi. İnatla dinlememesi kırılmama sebep olmuştu. Bu aptal bir kıskançlıktan fazlasıydı. Onu bana tercih etmek gibi bir şeydi.
"Yağmur uzatma, tamam mı?" Burnundan soluyarak konuşuyordu. Hem haksız hem uyuz.
Masadan kalkıp çıkışa doğru adımladım. Sahil kenarında olan sessiz kafe kavgamıza daha fazla tanık olmamalıydı. Hızlı adımlarım koşmaya dönüşünce arkamdan bağırdığını duydum. Umursamadan devam ettim. Eve koşmak için karşıya geçecekken gelen araba ile derin bir fren sesi duydum. Dizlerim titredi. Bedenim ağırlaştı. Kirpiklerim gözlerime baskı yapmaya başladı. Kaan'ın bağıran sesi duyduğum kargaşa seslerinin arasında ninni gibi geliyor, beni uyutuyordu.
Beyaz ışık değil, derin karanlık vardı.