Bilinmeyen numara: Ondan ayrıldığına inanmıyorum. (12:37)
Bilinmeyen numara: Bütün gün sınıfta başımızı şişirdi ağlayarak.
Bilinmeyen numara: Çok acımasızsın.
Bilinmeyen numara: Niye ayrıldın ki?
Bilinmeyen numara: Dur yoksa benim için mi?
Bilinmeyen numara: Hayır hayır bu çok saçma.
Kaan: Eda bütün gün sınıfta ağladı öyle mi?
Kaan: Bütün gün sınıfta.
Kaan: Sınıfta.
Kaan: Sınıf.
Bilinmeyen numara: Evet salak değilim anladım. Sınıfımız da on üç tane kız var eminim beni bulursun (göz deviren emoji) (12:41)
Böyle söylemiştim ama Eda ile aynı sınıfta olduğumu isteyerek söylememiştim. Ve açıkcası bir taraflarım tutuşuyordu. Boşverip yemeğimi yemeye devam ettim.
Fizik dersinde tuhaf bir şekilde uyandırılmıştım. Çünkü nöbetçi öğrenci müdürün odasına kadar ona eşlik etmemi istiyordu. Tabi ki onu kırmayıp sınıftan çıktım. Müdürcüğüm niye çağırmıştı ki beni. Gayet uslu bir öğrenciydim ben. Müdürün odasını geçtiğimizde bu işte bir bokluk olduğunu anlamıştım. Tahmin ettiğim şey olmaması için dua etmeye başladım.
Boş bigisayar sınıflarından birinin önüne geldiğimizde nöbetçi 'müdür seni içerde bekliyor' dedi. Tahminen dokuzdu. Çekingen davranışından ve beni buraya getirten kişiyi dinlemsinden anlamıştım.
'He anam eminim müdür bekliyordur' diyip geçiştirdim çocuğu. O uzaklaşınca içeri girdim.
Tam da tahmin ettiğim gibi içerde beni bekleyen kişi Kaan idi.
Dürüst mü olsaydım? İnkar mı etseydim?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.