Okul Yılları...

208 17 2
                                    

Giriş

Günler günleri kovaladı ve bu cadıcık biraz daha büyüdü ve okula başlama yaşı geldi.O güne dek annesinden hiç ayrılmayan cadıcık okula başlamaktan korkuyordu. Halbuki ondan bir yıl önce okula başlamış olan ablası ona örnekti.

Annesi ve babası düşünüp taşınıp bu cadıcığı özel bir okula yazdırmak istemişlerdi. Hem orada daha bir eğitim alabileceğini hemde okula daha rahat alışabileceğini düşünmüşlerdi.Hatta cadıcığa yardımı olsun diye ablasını da okuduğu devlet okulundan alıp cadıcığın bulunduğu okula yazdırmışlardı.İlk zamanlar okula korka korka giden cadıcık bir zaman sonra anlar ki korkmakta haklıdır.Çünkü sınıftaki arkadaşları cadıcık yürüyemediği için onunla alay etmektedir.Ellerini engeli dolayısıyla zor kullandığından düz çizgileri,yuvarlakları, harfleri eğri büğrü yapardı.Aslında cadıcık en mükemmelini,en düzgününü yapmak istese de ellerinde ve parmaklarındaki kasılma sebebiyle yapamıyor ve bu yüzden ögretmeninden azar işitiyor ve arkadaşları içinde öğretmeni tarafından aşağılanıp rencide ediliyordu.Cadıcık bu duruma çok üzülüyordu. O kadar ki gece uykusundan "Ödevlerim bitmedi, yapamıyorum, yapamadım;öğretmenim kızacak! diyerek ağlaya ağlaya uyanırdı. Küçücük yaşta tuvalete gideceğini söylemeyi öğrenmesine rağmen yaşadığı psikolojik baskı sebebiyle altını ıslatmaya başlamış ve yine alay konusu olmuştu ve süreklı ögretmeni tarafından tehdit edilen cadıcık okulda mutlu değildi.Öğretmeni tüm bu sebeplerden cadıcığı kütüphaneye bir başına kilitler yemekhaneye girmesine izin vermezdi.Bunları ailesine aksettirdiği durumda kendisinin okuldan atılacagını ve sicilinin karalanacağını söylüyordu.Küçücük cadıcık cok üzülüyor kendini çaresiz hissediyordu.Annesi de bişeylerin ters gittiğini anlayıp cadıcığa sorular sorsa da bu durumla ilgili hiçbir cevap alamıyordu.Çünkü cadıcık olabileceklerden korkuyordu.Sonunda tüm bu yaşananları cadıcığın anne ve babası öğrenmişti.Babası bir tören gününde okula gidip tören akışını bozarak çocukları için okul müdürü ve ögretmene hesap sormuş.''Siz benim yavrularıma neler yaptınız?nasıl üzersiniz? bir gün olsun okul taksitlerini mi geciktirdik? bir gün olsun gelip ters birşey mi dedik, hesap mı sorduk? demek ki hata etmişiz ben çocukları okuldan alıyorum'' demişti.Cadıcığı kucaklar, ablasını da elinden tutar ve arabasına attığı gibi eve gotürür.Birkaç gün sonra çocukları eğitiminden geri kalmasın diye tekrar okul arayışına başlarlar.Önce yine bir özel okula giderler..Ancak orada sınıflar birinci katta olmasına rağmen cadıcığa ihtiyacı olabilmesi halinde yardımcı olabilecek fazla hizmetli personel olmadığından o okuldan da vazgeçmek zorunda kalırlar.Ancak oradaki okul müdürünün bir uyarısı hatta nacizane bir tavsiyesi olmuştur.Ne yapacağını kara kara düşünen aileye, müdür: ''Ancak var olan bir durum var ki ;çocukların özel okuldan başka bir özel okula nakli esnasında yakın zamanda geçişini hemen yaptırmak isterseniz önceki okulları çocukların sicillerini karalayabilir.Yapılacak olan şudur ki ,''çocukları bir hafta kadar herhangi bir devlet okuluna kayıt yaptırın, sonrasında tekrar eğer bu okula başlamalarını isterseniz bize tekrar gelip başvurun, hemen kayıtlarını okulumuza alalım. Bu durumda diğer okul tarafından sicille ilgili herhangi bir karalama durumu da söz konusu olmaz ''demiştir.Aile hemen cadının ablasının daha önce okuduğu devlet okuluna gider ve o okulun müdürüyle cadıcığın durumunu görüşüp cadıcığın engelli olduğunu ve özel okuldaki sorunlar sebebiyle sicil konusunda da sorun yaşanmaması için okula kayıt yaptırmak istediklerini belirtir.Müdür güleryüzlü bır ifadeyle ''tabiki kaydını yaptırırız; hemen gelsinler hatta isterseniz bir hafta için okul önlüğü de alıp masraf yapmayın gerekirse misafir ögrenci olarak gösteririz'' hatta eğer memnun kalırsanız çocuklar eğitim hayatına okulumuzda da devam edebilirler. ''demıstı.Cadıcık yeni okulu olan Kükürtlü Ticaret ve Sanayi Odası İlköğretim Okulu'na korka korka alt kattaki bir sınıfta birinci sınıfa tekrar başlamıştı. Ama sınıfa girer girmez kalabalığı gören cadıcık ağlamaya başlamıştı.Cadıcık ;"Hayır bu kalabalıkta kimseyi tanımıyorum,annem beni burda yalniz bırakacak!" düşüncesiyle ağlamaya devam ediyordu.Çünkü sınıf 60 kişilikti ve her sırada mini mini öğrenciler üçerli olarak oturuyorlardı.Cadıcığın panikle, gözyaşlarıyla agladığını gören öğretmeni anneme :''Siz bir lavaboya götürün, elini yüzünü yıkayın,biraz sakinleşsin tekrar sınıfa gelirsiniz'' demişti.Cadıcık sınıfa geldiğinde tüm öğrenciler cadıcığın etrafında çember oluşturup "Benim sırama gel, yanıma otur!"diyorlardı.Hatta hala hiç unutmadığı Arkadaşı Hilal;''Gel sana öğretmenin yazdırdıklarını göstereyim, sana veririm bunları'' demişti ve o günden sonra en iyi arkadaşı o kız olmuştu.Ama tüm arkadaşları cadıcığı çok seviyor küçümencik halleriyle Ona yardımcı olmaya çalışıyorlardı.Öğretmeni de gayet özverili ve güler yüzlüydü.Cadıcık çok şanslıydı, bir sürü arkadaşı olmuştu.Cadıcığın öğretmeni ve arkadaşlarından, yani okulundan memnun olduğunu gören ailesi cadıcık ve ablasının bu devlet okulda kalmasına karar vermişti.Okula gidip gelmesi için ulaşım konusunda da bir kolaylık bulunmuştu;okul servisine yazılmışlardı.Servis şöförü olan Kadir Amca hergün cadıcığı okula getirdiğinde minibüs koltuğundan alır,kucaklar ,cadıcığın çantasını da alıp kucağında sınıfa kadar cadıcığı götürüp sınıfında sırasına oturtur."İyi dersler !"diler ve işine devam etmek için giderdi.Aksamda yine çıkış vakti cadıcığı sınıfından kucaklayıp alır, servise bindirip evine götürürdü.Bunu öyle gönülden yapardı ki ,müdür ve tüm idareciler servis şöförü olan Kadir Abiyi babam sanar ''Bak baban senı almaya geldi '' derlerdi.Yıllar yılları kovalarken ilk okul 5. sınıfa dek hiçbir arkadaşı sırf onu üzmemek için cadıcığa engeliyle ilgili tek bir soru sormamıştır.

Dünün Yası Bugünün UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin