BENİ OLDUĞUM GİBİ SEV

BENİ OLDUĞUM GİBİ SEV GİRİŞ BÖLÜMÜ

Multimedia da Belinay'ımız var🎈

Belinay'dan
"Selimciğiiiimmm! Uyan." Selim'in cırlama olarak tanımladığı bana göre gayet sevimli ve normal olan sesleniş biçimimle uyandırma işlemine koyulmuştum. Bugün hiç olmadığım kadar enerjik hissediyordum kendimi sebebini ise; uzun bir aradan sonra tüm ailemizin bir arada geçireceğimiz haftasonuna bağlayabilirdim. Uzun dediğim en fazla 1 hafta ama olsun. Özlüyordum!

"Şu ses tellerini ellerimle koparmak istiyorum, artık yeter! " evet bende nerde kaldı öküzümüz diyordum.Bu böğürmesini duyduğunuz dışı öküz görünümlü olsa da içi pofidik ayı gibi yumuşak olan şahıs Selim , kendisi benim abim -tabii ki işim düşmediği zamanlar ona abi demiyordum- kendisi 30 yaşında gözde bir bekar.

"Bebeğim ne istiyorsun ses tellerimden onlar olmasa ben ne yaparım. Uyanmanı istiyorum çünkü bugün harika bir gün olacak." diyerek her gün olduğu gibi yanına sokulup sulu sulu öpmeye başladım bir tanecik abimi. Beyfendi sanki yüzünü lamalar yalıyormuş gibi hareketler sergileyerek anında yatağından fırladı.

"Belinay, güzel kardeşim bak güzelim lütfen şu sulu öpücüklerine hakim ol, lütfen." dedi ve yanağımdan bir makas alarak odasının banyosuna doğru yol aldı. Arkasından sırıtarak baktım. Kendisinin en nefret ettiği şey birileri tarafından sulu sulu öpülmekti bunu bildiğimden her gün böyle uyandırıyordum onu. Şapşik ya!

Ben tam Selim'in arkasından sinsi sinsi sırıtırken yanağımda hissettiğim ıslaklıkla gülüşüm bir gül gibi soldu. Bu ıslaklığın sebebini anladığımda ise tüm evi üzerimize yıkacak derecede küçük kıyamet kopardım diyebilirim.

"Ayaz!"diye bağırarak yanağımı öpen şahsın üstüne atlayıp onu cimciklemeye başladım. Söylemeyi unuttum bu evde sulu öpülmekten nefret eden tek kişi Selim değildi elbette, bendim! Ve uyuz olarak tanımlayabileceğimiz iki numara abim kendisi Ayaz oluyor, bir boy büyük abisinin intikamını böyle alıyordu.

"Cimcikleme! Belinay, sana diyorum kızım. Bıraksana be! Kardeşimize biraz sevgi veremeyecek miyiz biz bu evde ulan? " diyerek beni itip ellerimden kurtuldu ve karşımda sırıtarak bana bakmaya başladı.

"Sana sevgi verme diyen oldu mu acaba? Niye sülük gibi öpüyorsun. Sarıl, saçımı okşa Allah Allah ya!"

"Dedi demin beni lama gibi yalayan kardeşim." Hah gel Selimciğim.bende deliğe düştün sanmıştım ama düşmemişsin tühh. Ona dil çıkararak bu odada ki mesaime son verdim ve merdivenlere doğru yöneldim giderken de onlara takılmayı elbette unutmadım.

"Abidin Ayaz ve GAZİ Selim Bey bence hemen aşağıya gelin çünkü sofrada kimler var şuan itibariyle anlamışsınızdır diye düşünüyorum." diyerek merdivenlerden inmeye başladım.
İkisininde en nefret ettiği şey ikinci isimleriyle onlara hitap edilmesiydi.
Abidin bizim babamızın dedesiydi Ayaz doğduğunda ismi zaten önceden hazırdı ama babam dedemin adını da ona koymak istemiş ve Abidin Ayaz olarak nüfusa geçmişti. Gazi ise annemin babasının ismiydi kendisi hala aramızda ve bizimle olsa da annem Selim abime de onun ismini vermek istemiş böylelikle ailede isim savaşlarını başlatmıştı.

"Bu kız nasıl oluyorda böyle cadıyken söz konusu iş olunca tilki gibi bir kadına dönüşüyor anlayamıyorum ben! " Abidinciğimin biraz yüksek sesli isyanına gülerek yürümeye devam ettim.

Sofraya doğru yaklaşıp önce baş köşede oturan Gazi dedemin tontiş yanaklarını öptüm, ardından Mehmet dedem beni kollarının arasına aldı ve saçlarımı okşayarak bir öpücük kondurdu.

"Prensesim kıskanıyorum ama" ah baba bu kıskançlık sana biraz fazla değil mi sence de ? Babam böyleydi işte elinde olsa kendinden bile kıskanacaktı bizi. Hemen yanına sokulup yanaklarını öptüm.