Gökyüzü tüm umutlarını üstümüze silkelerken hayata dair birşeyler arıyordum. Sesizlik tüm saflığıyla göz önündeyken gözlerimi az ileride tırnaklarını törpüleyen Tutkuya çevirdim. Yüzü dünden beri düşünceli bir ifadeye tapınırken onun bu halinin sebebini öğrenmek istemiştim. Elimdeki telefonu cam sehpanın bir köşesine yerleştirmenin ardından Tutkunun oturduğu kanepeye yöneldim. Törpülediği tırnağını bir yandan üflerken gözleri bana değindi. Ona gülümsedim ama o gülmüyordu. Soru soracağımı anlamış gibiydi." Dökül bakalım." Dediğinde önüne düşen tutamları kulağının arkasına yatırdı. Bakışları biraz daha derinleştiğinde sorumu yönelttim.
" Pekâla soracağım. Sen dünden beri fazla düşüncelisin de sadece merak ettim bunun bir sebebi var mı?"
Gözleri tekrar boşluğa dalarken bir süre düşündü. İçinde biriktirdiği çok şey var gibiydi. Sonra elindeki törpüyü bırakıp telefonuna uzandı. Ona bakarken bir an soruma cevap vermiyeceğini düşünürken bana telefonunu uzattı. Elinden aldığım telefona baktığım da ekrandaki fotoğrafla karşılaştım. Ekrandaki fotoğrafta Tutku ve yanında bir genç adam yanyana poz vermişti. Tutkunun kafası genç adamın boyun çukurundayken genç adam eliyle Tutkunun omzunu tutuyordu. İkiside çok içten bir gülümseme takınmıştı yüzüne. Ama bir an dikkatli baktığımda bu genç adamın Tufanın kardeşi Turan olduğunu anlamıştım. Gözlerim irileşirken bu detaya oldukça şaşırdığımı farkettim. Gözlerimi tekrar Tutkunun hüzünlü yüzüne çevirdiğinde Tutkunun gözleri boşluktaydı.
" Bu o " dedim titrek kelimelerimle.
" Evet Tufanın kardeşi." Diye devam etti ardımdan.
Gözleri gözlerimi bulduğunda yüzü hiç görmediğim kadar gergin ve ciddiydi. Elimdeki telefonu çekip aldığında konuşmaya başladı.
" Yaklaşık 1 sene önce onunla sevgiliydik. Çok mutluyduk. Daha doğrusu ben çok mutluydum. Çünkü onu çok seviyordum. Çok fazla seviyodum. Ama o beni aldattı. Hem de gözlerimin önünde. Başka birisini öpücükleriyle mutlu ederken onu izliyordum. Beni öptüğü gibi öpüyordu onu. Beni sardığı gibi sarıyordu. En önemlisi neydi biliyor musun? Bana baktığı gibi bakıyordu ona da. Sonra ben ondan ayrıldım. Bana güldü biliyor musun? Ben ağlarken bana güldü. Dedi ki 'birgün eğer biri gidecekse o kişi ben olurum'. Sonra gitti. O günden sonra yüzünü hiç görmedim. Ama resimlerini hiç silmedim beni aldatmış olsa dahi. Aslında silmem gerekti ama inanırmısın sanki silersem içimde birşeyler ölecek gibiydi. Tufan,Kaya ve İlyasla yeni bir hayata başladım. Onlar bana destek oldular. Gerçek bir dost gibi. Sonra onun yurtdışından döndüğünü öğrendim bir hafta önce dünde onu gördüm. İlyas onun ismini zikrettiğinde kalbimin parçalara ayrıldığını düşündüm biran için. Ama belli etmedim. Ben gözyaşlarımı gizleyeli çok uzun zaman oldu. Nebileyim işte Nur onu görmek canımı yaktı gibi."
İçindeki hissleri her ne kadar anlayamasamda çok güçlü hisler olduğunu anlamıştım. Bu neşeli ve sevecen kızın içinde büyük bir hüzün hakimdi meğerse. Hala gözlerinde aşkın kırıntılarına rastlanabiliyordu ama umut etmeyi bırakmış olmalıydı. Aşkı hiç tadmamış biri olarak onu anlayamazdım ama yüzündeki acının analizini yapmak çok kolaydı. Mavi saçlarını dağıtırken makyajsız yüzünün de bebeksi bir güzeliğe sahip olduğunu gördüm.
" Öyle işte Nur ama sakın bana acı çekiyormuşum gibi bakma acı çeksem bile. Bazen insanların yaptıklarını unutamasan bile unutmuş gibi yapmak gerek eğer onu unutamadığımı anlarsa daha fazla canımı yakmak isteyecektir ona istediğini vermeyeceğim."
Güçlü görünmeye çalışan bir kızdı her nekadar içinde sakladığı kimsesiz bir kızın çığlıkları yankı yapsada yüreğinde. Sert mizacının yanı sıra tatlılığı ve sevecen yaklaşımı onun karakterini ortaya koyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktakiler
Mystery / ThrillerBiz birbirimize tutunmuş birkaç ölü beden. Biz ki hayallerimizi uçurum kenarında bırakmış ruhsuzlar. Biz içimizde öldürdüklerimizle yaşayan binlerce sahteliğe boyun kaldıran karanlıktakiler...