Bölüm 29 - Duygu Karmaşası

76 16 19
                                    


Kürşatın ağzından

Bir cam kafesin içerisinde gözlerimi açmıştım. Başlarda etraf karanlıktı fakat sonra ışıklar beklemediğim bir anda yanmıştı. Aklım bu cam kafesin içerisinde ne aradığımı sorguluyorken burada uyanmadan önce olanlar zihnimden gelip geçti.

Evde oturmuş boş gözlerle leptoptan açtığım filmi izliyordum. Biranda gelen bir tıkırtı sesiyle irkilmiştim. Leptoptaki filmi durdurmanın ardından sesleri daha da net duyabiliyordum. Işıkları yakmadan yandaki odaya doğru ilerlemeye başladım. Adımlarım tedirgin bir vaziyette ilerlerken gelen tıkırtıların sesi daha da artmıştı. Odanın kapısını açtım ve ardından elim ışıkları yakmak üzere düğmeye kaymıştı. Işıkları yaktım ve karşımdaki manzarayla derin bir oh çekebildim. Pencerenin açık olmasından istifa eden sevimli bir kedi vardı karşımda. Ona doğru birkaç adım attım ve eğilerek kafasını okşadım. "Sen miydin len pisicik?" diyerek güldüğüm sırada arkamda birinin varlığını hissetmiştim. Silahını boynuma dayamıştı ve ben olduğum yerden kıpırdayamamıştım.
"Yanlış tespit" diyen adam büyük bir hiddetle kafama sert bir cisimle vurdu. Gözlerim kararırken son düşündüğüm şey bana ne olacağıydı.

Ve hâlâ bana ne olacağını kestiremiyordum ama bana bunu yapan kişinin farkındalığını yaşıyordum. Ceplerimi yoklayıp cep telefonumu aradığımda olmayışının hüsranıyla cam fanusun içerisinde bir oraya bir buraya yalpalıyordum.

Beni tek kurtarabilecek olan Tufandı fakat benim bu hâlde olduğumu sezemiyeceğine göre bana ulaşması imkansızdı. Tabi mortel onu da bu tuzağa dahil etmek için hâberdâr etmediği sürece.

✴✴✴

Tufanın ağzından

Umut biraz kendine geldikten sonra bitkin yüz ifadesiyle bizi incelemeye koyuldu. Bana mahçup bir bakış atmanın ardından "Beni o heriflerin öldürmesine izin vermediğin için teşekkür ederim. Kim olsa aynı şeyi yapardı klişesine gerek yok kim olsa yapmazdı sonuçta o heriflerin elinde bıçak vardı ve seni yaralıyabilirlerdi ama buna rağmen yardım ettin bana."dedi.

Böyle düşünmesi beni mutlu etmişti. "Anlamadığım birşey var aslında o herifler 5 kişi olmalarına rağmen bana güçleri yetmedi üstelik fazla cılız ve güçsüzlerdi. Onlardan birine de olsa zarar verebilme ihtimalin varken bir tanesinde bile çizik dahi olmaması enterasan."diye konuştum.

Gerçektende güçsüz birkaç heriften bu derece dayak yemesini ve hiç karşılık verememiş olmasını anlamlandıramamıştım.

Konuşmak üzere patlamış dudakları haraketlendi.

"Üstüme bir anda çullandıklarında ne olduğunu anlamadım. Zaten farkına varana kadar iş işten geçmişti."

"Peki ya neden saldırdılar sana? " diye sorduğumda elini ensesine koyup düşünceli bir biçimde sıvazladı.

"Nilay diye bir kız arkadaşım vardı. Beni dövenler abisiyle tayfası, kız bir süre bende kalıyor diye namus meselesine çevirdiler olayı" diye konuştu.

İlyas "adamlar dövmekte haklı yani şahsen ablamın bir herifin evinde kaldığını öğrensem cinnet geçiririm." diye konuştuğunda ona hakvermiştim.

Umut yattığı yerden doğrularak uzattığı ayaklarını topladı.

"Ben bir lavaboya gidebilir miyim?" dediğinde Tutku
"sağdaki ilk kapı" diye gösterdi.

Umut lavaboya gittiğinde Tutku "bu da çok hoş çocuk" diyerek söze girdi.

Kaya gözlerini devirerek "ama ağzı yüzü dağılmış bir hoş çocuk" dediğinde Tutkuyla bir laf yarışına girmemeleri adına "mortelden ses seda yok acaba yine neler planlıyor?" dedim.

KaranlıktakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin