Çarşamba
"Başkan! Güneş!"
Adımlarımı durdurup arkamdaki sese döndüm. Durduğumu gören Yiğit de koşarak yanıma geldi.
Benden birkaç adımlık uzak mesafedeyken de koridorda yürüyen birine çarptı. Üstüme düşecekken zor tuttum onu. Doğrulup üstünü çırptı.
"Ne var Yiğit? Ne bu telaşın?" dedim derin bir nefes alıp.
Ellerini dizlerine koyup eğildi. Derin nefesler almaktan konuşamıyordu.
"Ne oldu?"
Kafasını kaldırdı. Tam konuşacak iken gözleri arkamdaki bir yere takıldı.
Kaşlarımı çatmış ona bakarken "İşte bu oldu..." dedi.
Yüzüm iyice değişik bir hal alırken arkamı döndüm ve Yiğit'in baktığı yere baktım.
Gözlerim kocaman olurken, kafamı devekuşları gibi kuma gömesim geldi.
Hızla Yiğit'in arkasına geçtim. "Sakla beni! Sakla beni!" diye fısıltıyla bağırdım.
Bir kez beni görürse okul hayatım kararırdı.
Yiğit koridorda yan yürümeye başladı. Bende bluzunun kollarından tutmuş arkasına saklanarak ilerliyordum.
Bir kaç saniye sonra Yiğit durunca kaşlarım çatıldı.
"Niye durdun?" diye fısıldadım.
Ses gelmeyince kafamı kaldırdım. Ve o nefret ettiğim bakışları gördüm.
"Küçük kız?"
Başlıyoruz...
****
"Berat git başımdan!" diye bağırdım merdivenlerden inerken. 2. teneffüsteydik. Ve bu bela hala başımdaydı.
"Berat değil, Meriç de bana." dedi ve saçlarını savurmak amacıyla kafasını yana attı.
Cool olmak için yaptığı hareketle kafası duvara çarpınca yüzünü buruşturdu.
Bende sert vurduğu için kaşlarımı çatıp acıyarak baktım ona. Her ne kadar artistlik olsun diye kendini acıyı hissetmeyen biri gibi göstermek istese de başaramıyordu.
"İ-iyiyim. Acımadığğğ!" dedi ve gözünden yaş geldi.
Size şu belayı tanıtayım:
Çakma Play Boy Berat...
Kendisine Meriç dedirttiriyor. Sürekli siyah giyiyor. Her sabah kafasını jöle kutusuna batırıyor.. Bana aşık ama ortama ben ona yanıp tutuşuyormuşum gibi bir hava veriyor.
Kafamı iki yana sallayıp merdivenleri inmeye devam ettim. O da peşimden geldi.
"Sen beni mi takip ediyorsun masum kız?"
"...dedi arkamdan gelen kişi." diye bağırdım.
İğrenç gülüşünü duydum. Ne tarafa kusuyorum?
"Demek sert kızım modlarında geziniyorsun. En sevdiğim..." dedi.
Sinirlerim iyice tepeme çıkarken okul bahçesine çıkmıştık. Arkamı döndüm.
"Oğlum hadi uza hadi!" dedim. Gözüm ceketine kayınca yüzümü buruşturdum.
"Ulan bu sıcakta da deri ceket giyiyorsun ya iyice deliriyorum. Seni görünce ben sıcaklıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüylü Şeftali
Novela Juvenil•••• "Her şeyi öğrendim. Belli ki eski sevgiliden daha fazlası. Hala onu mu seviyorsun?" "Bora yapma..." dedim yalvarır gibi bir sesle. "Öyle, değil mi?.." Elimin altındaki elini çekti hemen. Boşluğa düşmüş gibi, elime bakakaldım. "Ben neyim peki...
