Ayrıca tüm sorularınızı Wattpad'in mesaj kısmından sorabilirsiniz.
Perşembe
Elimde oyalandığım telefonumu cebime koyup okulun kapısına yaklaştım. İçeri adımımı atamadan sağ taraftan biri kolumu kavrayıp hızla çekti. Bağırmaya başlayacakken karşımdakinin Bora olduğunu gördüm.
"Deli." diye söylendim. Okulun bahçesine girenlere görünmemek için elimi tutup kaldırımda biraz ilerledi.
"Sana da günaydın, sevgilim."
Tek kaşımı kaldırıp anlamsızca suratına baktım. "Sevgilim?"
Biraz naz yapıp eğlenmekten bir şey olmazdı herhalde.
"Aşkım? Hayatım?" dedi 'hangisi' dercesine. "Hayır yani askere birlikte hazırlanıyoruz da ben mi bilmiyorum?"
Bir adım geri gittim. "Valla ben bir çıkma teklifi aldığımı hatırlamıyorum."
Tabii ki böyle bir derdim yoktu ama dünkü yaşananlardan sonra bile onu sinir etmeyi bırakmak istemiyordum. Eski düşmanın böylesi makbuldü.
Okul tarafına bir göz atıp elini belime koydu ve biraz kendine çekti. "Emin misin? Dün olmuştu sanki bir şeyler."
Yüzündeki çapkın gülümsemenin birazdan gideceğini bildiğimden sırıttım.
"Aslında evet, Cihan çok yalvarmıştı dün 'sevgilim ol' diy-"
Kollarını kafama (evet bildiğiniz kafama) sarıp göğsüne bastırdı. Millet sevgilisini öperek susturur. Benimki beni koynunda boğuyor.
"Şşt, tamam." dedi.
Nefes almakta zorlanmaya başladığımda ellerimle omuzlarına yumruk attım.
Bırakınca birkaç saniye derin nefesler çektim içime. "Bu ne kıskançlık be adam!"
Bir süre sessiz kaldı. Çantamın omzumdan düşen kolunu düzeltip dünden beri düşündüğüm şeyi sordum.
"Bizimkilere nasıl söyleyeceğiz?"
Yani sonuçta bizi 'birbirlerini görünce çıldıran 2 düşman' sanıyorlardı. En azından Kerem, Emir ve belki de Arda...
"Ben söylerim." diyerek üstümden bir yük aldı. "Ama şimdilik çaktırma."
Kafamı sallarken cebimdeki telefonum titredi. Elime alıp ekranı açtım.
"Burçak." diyerek Bora'ya da açıklama yaptım.
Nerede kaldığımı soruyordu. Yaklaştığımı yazıp telefonu geri cebine koydum.
"Neyse ben şey edeyim o zaman." dedim birkaç adım atarken.
"İyi." dedi pis pis sırıtarak. "Şey et o zaman."
Gülüp arkamı döndüm. Okula doğru yürürken bahçeye giren kıza dikkat kesildim. Her adımında inip kalkan kıvırcık saçları çok dikkat çekiyordu. Okula dönerken yüzünü pek göremesem de tanıdık biri gibi gelmişti.
Son kez arkamı dönüp Bora'ya baktım. Duvara yaslanmış, telefonuyla uğraşarak oyalanıyordu. Önüme dönüp okula yürüdüm.
Sınıfa çıkarken koridorda kızların hararetli bir şekilde dedikodu yaptıklarını gördüm. En son Boralar geldiğinde böyle olmuşlardı.
O anlık umursamayıp sınıfa girdim. Emir'le Burçak konuşuyorlardı. Burçak'ın arkası dönükken Emir bana doğru oturuyordu. Sınıftan içeri girdiğimi görünce Burçak'a bir şeyler söyledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüylü Şeftali
Novela Juvenil•••• "Her şeyi öğrendim. Belli ki eski sevgiliden daha fazlası. Hala onu mu seviyorsun?" "Bora yapma..." dedim yalvarır gibi bir sesle. "Öyle, değil mi?.." Elimin altındaki elini çekti hemen. Boşluğa düşmüş gibi, elime bakakaldım. "Ben neyim peki...