neununddreißig

540 60 117
                                    

Luke, tanımadığı biri onu abisinin ofisine yönlendirirken başını aşağıda tuttu. Yiyeceği azar için kendisini hazırlamaya çalışıyordu, kendi kendine cevap verip kendisini savunmayacağına dair yemin bile etmişti çünkü buna hakkı yoktu, şansını fazla zorlamıştı.

Jack'in odası önüne geldiklerinde solunda kalan üniformalı adam önce kapıyı çaldı, içeriden gelen komutla birlikte kapıyı açtı ve Luke'un içeri girmesi için tuttu, sarışın oğlan içeri girdikten sonra dışarı çıktı. Luke odada annesinin olmadığını gördüğünde sevinmişti fakat annesi henüz gelmemiş de olabilirdi, her an gözyaşlarıyla Luke'un arkasında kalan kapıdan girerek ona sarılabilir ve ne kadar kötü bir anne olduğunu dile getirerek özürlerini sıralayabilirdi.

"Ne bok yapıyordun orada?" dedi Jack. Vurmak için herhangi bir atak yapmamış olabilirdi ama ses tonundaki saf öfke her an bunu yapabileceğini söylüyordu. Luke kafasını aşağıda tuttu.

"Sana soru sordum, Luke."

Jack tekrarladığında kardeşi yutkundu. "B-Biz sadece-"

"Siz sadece, ne?" Luke göz ucuyla abisine baktığında onun öldürücü bakışlarıyla karşılaştı. "Birini sikmek için mi oraya gittin?"

"Hayır" dedi hızla kafasını kaldırdığında. "Biz sadece... Ben gideceğim ve onlar da kutlama yapmak istedi."

"Gideceğini biliyorum ama bu, size uyuşturucu kullanma hakkı vermez, Luke. Bu bir suç."

"Uyuşturucu kullanmadım ben!"

"Michael için de aynı şeyi söyleyebilir misin?"

Luke dudaklarını araladı fakat bunun doğru olmadığını biliyordu. Dudakları geri kapanırken Jack "Ben de öyle düşünmüştüm" diye mırıldandı ve yanındaki telefon ile bir numarayı tuşladı. "Ben Jack. Evet, halledeceğim. Calum'ı getirebilir misin? Teşekkürler, dostum."

Telefonu kapattığında Luke "Calum burada mı?" diye sordu şaşkınlıkla. "Ama o-"

"Burada." Jack kardeşinin sözünü kesti. Ona hâlâ kızgındı ve büyük ihtimalle bir süre de böyle olacaktı, Luke zaten bir hafta sonra gidiyordu. "Anneme söylemedim, sen de söylemeyeceksin. Büyük ihtimalle hâlâ uyuyor, uyanıksa da Calum ile gittiğiniz için bir sorun olmaz."

Luke bundan dolayı rahatlayabilirdi fakat Calum'ın burada olduğu gerçeğine alışamamıştı. "Ona söyledin mi?"

"Onu aldattığını mı?" Jack acımadan söylediğinde, Luke yutkundu. Her ne kadar kaçmaya çalışsa ya da düşünmemek için zihnini başka fikirlerle doldursa bile gerçek buydu, en başından beri bunu biliyordu. "Evet söyledim."

Michael'a söyleseydi belki de bunların hiçbiri yaşanmaz, o da liseden ayrılmak zorunda kalmazdı. Hâlâ gece dışarı çıkabilirdi ve büyük ihtimalle endişeleneceği daha az şey olurdu.

Sorun şu ki, yaptıkları için suçlayabileceği biri yoktu. Her şeyi kendisi yapmış, tüm kararları vermişti ve bunu yaparken yanlış olduğunun da bilincindeydi. Üstesinden gelmek zorundaydı.

Kapı çalındığında ve Calum kapıyı yarıya kadar araladığında, Luke ona döndü; göz göze geldiklerinde Calum hızla bakışlarını kaçırdı. "Gidelim."

Calum koridorda yürümeye başladığında Luke hızla onun peşinden ilerlemeye başladı. Ondan çok kısa bir süre sonra -Jack henüz kapıyı kapatmak için ayağa kalkmışken- kapı tekrar çalındı ve Michael, yanında departmanda çalışan Ellis ile birlikte içeri girdi. Ellis, Jack'in komutuyla dışarı çıkarken kapıyı da arkasından kapatmıştı.

"Uyuşturucu aldın mı, Michael?" diye sordu Jack, önündeki dosyayı açarken. Michael'ın kayıtlarını bulduğunda Michael hâlâ cevap vermemişti. Jack, duyduğu iç çekişle bakışlarını kağıttan çekti ve Michael'a baktığında ağladığını gördü. Kızarmış gözlerinden yaşlar akıyordu. Jack kaşlarını çattı ve ayağa kalktı. "Sen iyi misin?"

Masanın arkasından çekilip Michael'ın karşısına geldiğinde mavi saçlı oğlan kafasını eğdi ve eliyle yüzünü örttü, omuzları dudakları arasından kaçan hıçkırıkla beraber sarsıldı. Burnunu çekip rahatlamaya çalışırken Jack onun masasının önünde karşı karşıya duran koltuklardan birine oturmasını sağlamış, kendisi de koltuğuna yerleşmişti. Michael'ın ağlaması durulmaya başladığında eliyle gözyaşlarını sildi ve karşısındaki adama baktı. Luke'a gerçekten benziyordu ve uzun bir süre Luke'u görmeyecek olsa -ki gerçekleşecek şey buydu- Jack'i o sanabilirdi.

"Calum Hood" dedi titreyen sesiyle. Geçen yıl aynı okuldalardı ve Calum da futbol takımının kaptanıydı, onu herkes tanıyordu. Her yıl çıkan yıllıkta onun hakkında yazan çok fazla kişi vardı.

"Calum'ı tanıyor musun?" diye sordu Jack, amacı Michael'ın devam etmesini sağlamaktı çünkü bu işi kısa kesmek istiyordu. Michael gözlerini kapattı ve çaresiz bir ses tonuyla, aksini umarak sordu. "O, Luke'un sevgilisi mi?"

luke senin amına koyim

saygılar

3 BÖLÜM KALDI

3

3

3

rainy day || muke/cake (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin