vierzig

471 61 31
                                    

"Yakalandığınıza inanamıyorum." Ashton bir iç geçirmeyle birlikte söylediğinde Luke da ona katıldı, saçındaki havluyu kucağına koydu ve yatakta yukarı doğru çıkarak sırtını yatak başlığına yasladı. "Annem bilmiyor."

"Ne?" dedi Ashton şaşkınlıkla. Tekerlekli sandalyenin üzerinde oturmuş, Luke'a bakıyordu. "Neden? Öğrenmedi mi?"

"Jack söylersek üzüleceğini söyledi." Luke telefonunu aldı ve Michael'dan bir mesaj gelip gelmediğine baktı. En son ona iyi olup olmadığını sormuş, polis departmanından çıktığında mesajına cevap vermesini yazmıştı ve üzerinden 12 saat geçmesine rağmen hâlâ mesaj kutusu boştu. "Haklı, ona söyleyemeyiz ama Calum öğrendi."

Ashton "Siktir" diye mırıldanarak ayağa kalktı. Yatağın bir kenarına oturduğunda Luke dolan gözlerinin gözükmemesi için telefonu yüzünün hemen önünde tutmaya devam ediyordu. Burnu sızlıyordu.

"Dostum, ben, üzgünüm. Erken haberim olsaydı Michael ile birlikte olmanıza izin vermezdim. Biliyorsun, bu gibi olayların sonunda her şey açığa çıkıyor."

Luke kafasını salladı, Ashton ona daha fazla yaklaşırken umutsuzlukla telefonu indirdi ve eliyle yüzünü örttü. Ashton'ın yanına uzanması için duvara yanaştığında kıvırcık saçlı arkadaşı yatağa yayılmış, Luke'un ellerini yüzünden çekmesini bekliyordu. Ağlamamak için kendisini sakinleştirmeye çalıştığını biliyordu ve yüzü ortaya çıktığındaysa gözleri ile burnu kızarmış, dudağının titrememesi için onu dişleri arasına alan bir Luke Hemmings ile karşılaştı.

"Ah, Luke-"

"Her şeyi bok ettim, Ashton" dedi Luke, Ashton'ın beline sarıldığında. Yüzünü onun göğsüne gömdü, burnunu çekti. "Calum uzun zamandır görüşmediğimizi ve bunun normal sayılabileceğini söyledi ama kırıldığını biliyorum. Ona ihanet ettim."

Luke tüm bunları önceden düşünmesi gerektiğinin farkındaydı ki düşünmüştü de. Sadece Calum'a karşı duyduğu anlık öfkeyle bu işe başlamış ve Michael'a kapılmıştı. Olayın sadece cinsel birleşmelerden ibaret olması gerektiğini ikisi de biliyordu ve bu hale nasıl geldikleri hakkında Luke'un bir fikri yoktu. Önce seksten önce, seks sırasında ve seks sonrası daha fazla konuşmaya başlamışlardı; sonrasında ise Luke kendini Calum'dan kaçıp Michael'ın kolları arasına saklanırken bulmuştu. Onun kuralların dışında kalmasını seviyor, nazik davranmasından hoşlanıyordu.

Doğruyu söylemek gerekirse, Michael hakkındaki her şeyden hoşlanıyordu ve en zor kısım onu terk etmek olacaktı.

"Hey, Luke." Ashton sağ elindeki telefonuna bakarken söyledi, sol eli Luke'un sırtını sıvazlıyordu. Luke kafasını onun göğsünden kaldırdı, ardından yatakta doğruldu ve oturur pozisyona gelip ağrıyan başı için şakaklarını ovalamaya başladı. Ashton telefonune bakmaya devam ediyordu, kaşları çatılıydı. "Sanırım Michael, sen ve Calum'ı öğrenmiş."

Luke durdu, birkaç saniyeliğine Ashton'ın dediklerini sindirmeye çalıştı ve sonra hızla onun yanına gelip telefonundaki mesajları okudu.

Michael: Ashton

Michael: Buraya gelmelisin

Michael: Nerede olduğumu bilmiyorum konum atacağım

Michael: Sik gibi hissediyorum dostum

Michael: Luke'a hiçbir şey söyleme

Michael: Onun bir sevgilisi var

Michael: Tanrım


kimi üzeceğimi şaşırdım hepsinin aq

ve promo yapıyorum hazır mıyız

"true colours" diye bir cashton yayınladım

çünkü ashton'ın doğum günü be *mendiliyle gözlerini siler*

rainy day || muke/cake (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin