Multi medyada Dünya Arslan var.
Şaka mı bu? Şuan 4U... pardon 3U odamı işgal edip, Ulaş'ların biricik 'öz ailesini' tanışmak için gidiceğimizi söylüyorlar."Ben gelmiyorum, sizde gitmiceksiniz."
Ukay abimin"Hayır küçük hanım. Biz gidicez, sende geliceksin." Demesi üzerine hemen itiraz tohumlarını yeşertmeye başladım.
"Ya abi hayır gelmek istemiyorum."
"Aslin geliceksin dedim okadar" dedi, Ukay abim. Hâlâ çabaları aynı, neden bunu bana yapıyolar ki?
"Ya niye anlamıyorsunuz görmek istemiyorum." Uraz
"Aşkım anlamıyor olabiliriz ama şöyle bir gerçek varki biz senin herzaman yanında olucaz. Hem Eylül'de gelicek."dedi.
"Peki tamam. Çıkın hazırlanıyım."
Hepsi onaylayıp odadan çıkınca, bende banyonun kapısının pervazından çekilmiş oldum.
Ne giysem ya, biraz Ulaş'ı yada abimi gıcık etmemden bir şey olmaz dimi.
Hemen dolabımı açıp elime şort kombinimi aldım. Üzerimi değiştirip saçlarımı at kuruğu yaptım hafif kabartıp, az bir makyajlada işimi bitirdim.Odamdan çıkıp aşağa inmeye başladım, görüş alanıma abilerim ve Eylül girdi. Eksik! Tek kelimeyle şuan bir 'nefes' eksik. Herkezi süzdüğümde gayet rahat giyindiklerini fark ettim. Ne bekliyorsam.
"Haydi gidelim." Diye teklif sunduğumda onaylayan mırıltıların ardından, teker teker herkes çıktılar.
2 arabayla gidicektik. Ben, Eylül, Ukay abim bir araba, 3üzlerimiz bir araba da gidicek.
Zile basmış kapının açılmasını
beklerken yeni insanlarla tanışmak ve kaynaşmak istemediğimden çok soğuk ve az konuşuyodum, abimlerle bile.
Kapı açıldığında bir kız gülümseyerek bizi içeri davet etti. Salona doğru ilerlediğimizde bir koku burnuma doldu çok tanıdık vanilya kokusu, bu... bu annem'in kokusuydu.Bakışlarımı kaldırdığımda abimlerde bana bakıyordu. "Ihm. Prensesim gel bakim" Uzay abimin sözleri üzerine, Birkaç adımla yanına gittim. Sağ eli belimi kavrarken sol eliyle ensemden tutup beni kendine çekti, kollarım belini bulurken kafamı boynuna gömüp sanki hiç vanilya kokusunu almamış gibi efsane nane kokan prensimin kokusunu içime çekmeye başladım.
"Merhaba çoçukalar. Hoşgeldiniz."
Naif çıkan büyük bir ihtimalle Ulaş'ın öz annesine karşılık Ukay abim verdi. "Merhaba, Sedef teyze. Hoşbulduk."
Bu samimiyetde nerden geliyor abicim? Te Allah'ım. "Aslin nerde?" Diye merakla soran Sedef Arslan'a abime sarılırken kafamı çevirip baktığımda büyük gözlerle bakıyordu birde yanında Dünya ve Kocası vardı.
"Aslin. Sen çok büyümüşsün."
"Küçülmemi mi bekliyodunuz?"
Dediğimde Uraz altan altan gülerken abim bana uyarıcı bakışlar atıyordu. "Beni hatırlamaıyosun dimi." Dedi. Benim söylediklerimi umursamadan.
"Aslin'in hafızası bazı olayları, kişileri, isimleri silmiş. Hatırlamaz."
Diye yanıtladı Ukay abim.
"Yeter, Sedef. Çocukları sıkma. Ben Uğur Arslan istediğinizi diye bilirsiniz." Aman nekadar sıcak Uğur Arslan.
"Efendim sofra hazır." Uğur "Tamam. Hadi geçelim"dedikten sonra Uzay abim beni kendinden yavaşça uzaklaştırıp kolunun altına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
FantasyBağımlı'nın Tadı İlacın da Saklı... Sevgi:O öyle birşeydir ki, seni yiyip bitirdiğini fark etmessin. Sevgi tek bir kişiye hissedilebilir, çünki sadece birini sevebilirsin. Sevgi "aşk" gibi değildir! Onun en ince ayrıntısına kadar kabul etmek demekti...