Multimedia'da Aslin Keskin var.
Saatler oldu değişen birşey yok ben 3'lü koltukta oturmuş ağılıyorum Ulaş karşımdaki tekli koltukta oturmuş hunharca birileriyle görüşüyor.
"Böyle birşeyin mümkünatı nasıl olur Yakup bey? Öldü dediniz, ölüm raporu var elimizde."
"..."
"Bana bakın derhal hastanenizdeki kayıtlara bakıyorsunuz Efe Cantürk adındaki hastanın tüm bilgileri dahilinde gerek o günün raporları ve kamera kayıtları yarın elimde olucak. Anlaşıldı mı!"
"..."
"Pezeveng. Yok hastanemizde yanlışlık olmazmış, sikerim hastaneni, adam yaşıyor lan yaşıyor sen hâlâ neyin derdindesin, ama yook o kamera ve bilgiler elime bir gelsin sizin topunuzu bitirmessem bana da Ulaş Keskin demesinler."
Ulaş sinirle kapattığından 2 dakika boyunca, konuştuğu hastanenin dekanı Yakup Altıntüfek'e saydırmaktan başka birşey yapmıyordu, bende hâlâ ağalıyorum, ne! Bir zamanlar o benim sevgilimdi ve onu çok seviyordum, hâlâ da seviyorum, tamam; eskisi kadar sevmesemde yada aşkla sevmesem de onunla beraber 1 senemi harcadım ve beni kandırması, bunu yapması ağırıma gidiyor, özelliklede ölüm haberini aldığımdaki yıkılışım, annemle babamın ölümünden 7 gün sonra yaşanan felaket, benim onun için ikinci defa intihar edişim, 1 aydan daha uzun bir süre boynumu kullanamam, delirmelerim, unuttuğum daha bir sürü olayın aslında hiç yaşamamam gereken şeylerin yaşmamış olmam bana çok koyuyor, kendime bunu yediremiyorum, hiç birini hak etmedim.
"Yeter! Ağlama."
Elimde değilki hıçkırıklara boğuluyorum, Ulaş ayağa kalkıp yanıma geldi elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı. Dipnot düşmek istiyorum; acayıp derecede sıkıyor.
"Bana bak, o şeref yoksunu için ağlamicaksın, duydun mu beni! Eğer birdaha onun için göz yaşı dökersen seni kimse elimden alamaz."
Hızla kafamı olumlu anlamda salladım yüzüme bakıp baş parmaklarıyla göz altlarımı sildi, beni bir hamlede kucağına alıp göğüsüne yatırdığında beline sıkıca sarılıyordum.
"Bunu niye yaptı Ulaş? Nasıl yaptı?"
"Bilmiyorum güzelim, öğrenicem."
Sustum, daha ne diyebilirdim ki. Yazsam satırlarım yetmez, anlatsam cümlelerim.
"Bir bağımlı'nın ilacı gözlerini önünde biterse eğer o bağımlı konturolü kaybeder, beni o konuma getirme, beni eski hâlime döndürücek yanlış bir harakette bulunma ve üzülme."
Bu açıkça; sakın Efe'ye geri döneyim deme. Demekti, asla böyle birşeyi yapmam, ben kendime ağlıyorum. Ve tabikide seni eski hâline çevirmem. Eğer bağımlı bir kere ilacını bırakırsa birdaha dönmez.
Ulaş Keskin...
Aradan 10 dakika geçtiğinde kafamı aşağa eğip Aslin'e baktım uyumuştu, gerçekten olanlar onu çok yıprattı. İnsanın aklı almıyor, hepsinin bir oyun olması imkansız denecek kadar az, özellikle gömülmeden önce tabutunu açıp baktım o yatıyordu ve nefes almıyordu. Geri hayata dönmesi 0 olasılıktaydı.
Aslin'i kucağıma alıp ayağa kalktım, merdivenleri çıkıp odamıza girdim yatağa dikkatlice yatırdıktan sonra, diğer odaya gidip eşofman takımlarını aldım, tabi ki ben değiştiricem, Aslin eskiden eve içip geldiğinde üzerini ben değiştiriyordum ve o uyurken ondan etkilenicek yahut faydanalacak bir sapık değilim, Aslin benim sevdiğim kızdan önce ne kadar istemesemde kardeşimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
FantasyBağımlı'nın Tadı İlacın da Saklı... Sevgi:O öyle birşeydir ki, seni yiyip bitirdiğini fark etmessin. Sevgi tek bir kişiye hissedilebilir, çünki sadece birini sevebilirsin. Sevgi "aşk" gibi değildir! Onun en ince ayrıntısına kadar kabul etmek demekti...