Bilgisayarın başında 41 isim geçmiştim yorulmuştum ama artık aradığım kişiyi artık biliyordum Cem Yalçın kesinlikle o olmalıydı önce adını Facebook' ta arattım bulamadım belki Facebook kullanmıyordur diye Instagram' a geçtim ancak burada da bulamamıştım. Son bir şans dedim ve Twitter'a baktım ama sonuç sadece hüsrandı. Bu stalk'ın 2 sonucu vardı ya sosyal medya hesabı kullanmıyordu ya da fake hesap kullanıyordu. İkinci olasılık içimi rahatlattığı için onu seçtim ve sıkılmış bir şekilde mutfağa atıştırmalık bir şeyler yemeye gidiyordum ki kapı çaldı. Çelik kapıyı açtığımda ise onu görmüştüm olaylar yüzünden aksattığım canım kankam Eftalya. Sürekli bir tutamını maviye boyattığı saçlarını omzunun arkasına atıp birden etimi iki parmağı arasında sıkıştırıp "Neden Whatsapp mesajlarıma ve aramalarıma cevap vermiyorsun aptal." dedi. Henüz apartmana açılan kapıyı kapatmadığımız için bağırmamıştı bu yüzden şanslıydım. Ona odama gitmesini söyleyip kapıyı kapattım. Mutfağa gidip ikimiz için sandiviç hazırladım ve odama doğru yöneldim. Evet karşımda telefonumu ve bilgisayarımı aynı anda kurcalayan bir adet Eftalya vardı. Bunları yaparken aynı zamanda bana söyleniyordu "Başka kanka buldun dimi ?" diye. Önüne sandiviçi koydum ve 2 günlük raporumu verdim. Sonra "Sen stalk yapmayı bilmiyorsun gerizekalı" diyip telefonundan isimleri aradı ve bir şey bulamamıştı. İkimizde yaptığımız stalk'ın sonuç alamamasından dolayı yatakta öyle uzanıp tavana bakıyorduk ki son 100 yılın en büyük aydınlanmasını yaşadım. E-okul'un yönetici hesabına girip oradan bu isimleri arayacaktım. Ama 1 sorunumuz vardı E-okul yönetici hesabını nasıl alacaktım.
İnternette yaptığım 3 saatlik bir araştırmadan sonra "WebBrowserPassWiew" adlı bir uygulama buldum. Bu uygulama bilgisayar hafızasına kaydedilen bütün şifreleri gösteriyordu. Programı önce kendi bilgisayarımda denedim ve chrome'dan girdiğim bütün üyeliklerimin şifresini gösteriyordu. Eftalya' ya dönüp "Kanka sonunda stalk'ta bir seviye daha atladım" dedim ve yarın okulda yapacaklarımı tek tek anlattım. Öncelikle sınıfa gidip normal bir günmüş gibi davranacak sonra Müdür yardımcısının yanına gidip "Yardım gerekli mi hocam ?" diyip kendimi işin kollarına bırakacaktım. Ben işimi yaparken Müdür yardımcısı odadan çıktığındaysa şifreyi öğrenip işime devam edip derslerden de kurtulacaktım. Eftalya dolaba yönelip bir eşofman alırken "Burada mı kalacaksın ? Hemde hafta içi ?" dedim. Sanki normal bir şeymiş gibi dönüp "Bundan sonra böyle koçum" dedi. Bende müthiş beynimle ürettiğim müthiş fikri Eftalya'ya sundum "Film izleyelim mi bebek ?" dedim ve tamam manasında kafasını salladı. Ne izleyelim dediğimdeyse "The Bye Bye Man" demişti suratında ki o piç gülüşüyle birlikte :). Film korku filmiydi ve ben riske girmeden filmi açmadım ve bence yatalım sabah erken kalkmamız gerek demiştim.Suratında :/ ifadesi oluşurken annem odayı fuhuş operasyonu yapar gibi açtı ve o mükemmel cümleyi kurdu "Saat kaç haberiniz var mı sonra sabah kalkamıyorsunuz, geç kalıyorsunuz." Evet bu uyarının azara geçmemesi için uyuduk.
Evet sabah kalkamamıştık ve muhtemelen geç kalmıştım şimdiden plan aksamıştı. Ama sülalem raattı çünkü Müdür Yardımcım işlerini yaptığım için E-okulda minik düzeltmeler yapıyordu. Hızlıca Eftalya'yı kaldırıp tuvalete koştum. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım ve giyinmeye başlamıştım bu sırada Eftalya gelmiş ve "kahvaltı edecek miyiz?" demişti. "Evet Eftalya Hanım sizin için hemen kahvaltıyı hazırlatıyorum Efendim." diyip telefondan saati gösterdim ve benden önce hazırlanmıştı. Otobüs durağına gelmiştik. Burada yollarımız ayrılıyordu çünkü o Fen Lisesine gidiyordu ve ben ise Meslek Lisesine gidiyordum. Otobüsüm geldiğinde direkt binmiştim ve en sevdiğim koltuğa oturmuştum. Resmen kolumu koymak için camın kenarında o minik boşluk kolumu oraya koyup telefonu kaldırdığımda tam göz hizama geliyordu böylelikle boynumu eğerek ağrıtmıyordum tam benim için biçilmiş kaftandı. Ders başlayalı 13 dakika olmuştu. İlk ders Kimyaydı beni yok yazmazdı aslında sadece bana özel değil sınıftaki herkese bunu yapıyordu. Otobüs okulumun önüne geldiğinde hızlıca okulun bahçesine oradanda 11 basamak çıkıp okul binasına girdim ve sola döndüm bugün zemin kat 10. derslikteydik. Dersliğin önüne geldiğimde kapıyı 2 kere tıklatıp girdim ve hoca yoktu sınıfım ise uyuyordu bu iyiydi. Sessizce çantamı koyup Müdür Yardımcısının yanına çıktım. Kapıyı tıklatıp "Günaydın hocam yardım gerekli mi Betül Hoca gelmemişte canım sıkıldı yanınıza uğrayayım belki benlik bir işiniz vardır ? dedim. "Bende teneffüste seni çağıracaktım geldiğin iyi oldu" demişti. Tam 12'den vurmuştum.Bugün nöbetçi müdür yardımcısı Ayşegül hocaydı o yüzden koridoru dolaşmaya ve nöbetçi hocalarda konuşmaya gitmişti. İş ise çok sıkıcıydı çünkü okulda kermes düzenlenecekti ve bütün öğretmen, veliler ve emekli öğretmenlere mesaj atacaktım. Neyse ki bu işi kolaylaştıran uygulamalar vardı JettMesaj gibi. Daha önce oluşturulmuş listelere mesajları gönderdim ve Flaş Belleğimi takıp WebBrowserPassWiew' ı açıp kullanıcı adını ve şifreyi almıştım. İşimi bitirmiştim Ayşegül Hoca'nın dönmesini bekliyordum gelince işimi bitirdiğimi söyleyip sınıfa gidecektim. 15 dakika kadar bekledim gelmedi bende telefonumu çıkarıp Ayşegül Hocaya bir mesaj atıp sınıfa gittim. Hala uyuyorlardı ve piçlik ruhum dürtmüştü. Telefonumun alarmını 1 dakika sonrasına ayarlayıp en gürültülü alarm sesini seçtim(Kesinlikle Rooster). 1 dakika sonra herkes uyanış olacak ve "Neptün amına koyayım" nidaları yükselecek ve bende "Canım sıkıldı orospular huzur evine çevirdiniz sınıfı" diyecektim ki aynen öyle olmuştu. Sırama oturmuştum ve sürekli gülümsüyordum. Arkamda oturan arkadaşım aynı zaman tamamen beni bu cahillerin arasında tek başına kalmış İlber Ortaylı gibi hissetmemi engelleyen tek arkadaşım olan Mert "Noldu neye gülüyon" demişti. Ona güveniyordum aslında sınıftaki herkese güveniyordum çünkü 1.5 senedir gay olduğumu kimseye söylememişlerdi. Sessizce Mert'e E-okul şifresini öğrendiğimi ve ayrıca bana gül veren çocuğu bugün bulacağımı anlattım. O sırada yanımıza Koray gelmişti ve bizde Oscarlık oyunculuğumuzla Shiftdelete'de bir makaleden bahsediyormuş gibi yaptık.
Koca bir haftadan sonra okulun bitip hafta sonu tatiline girmemiz için önümüzde sadece uzuuuuuuunca bir müdür konuşması ve İstiklal Marşı vardı. Müdür konuşmasını bitirmiş İstiklal Marşını okumuştuk. Çıkışa yönelirken Müdür Yardımcısı seslendi ve arkamı döndüm inanın bana o kısa sürede binlerce senaryo kurdum. E-okul şifresini aldığımı öğrenip beni bir daha güvenilir öğrenci olarak görmeyip muhbirlik yapamayacağım diye korkmuştum ama korkularım yersiz olup aksine beni arabasıyla götürmek istediğini söyledi ve bende kabul ettim sonuçta otobüsten iyiydi. Evime yakın bir yerde indikten sonra eve doğru yürüdüm. Apartman kapısından içeri girip 5 kat merdiven tırmanıp evimin kapısının önüne gelmiştim hızlıca ayakkabılarımın bağcıklarını çözüp çıkarttım ve anahtarı çevirip kapıyı açtığım sırada kapının en üstüne sıkıştırılmış bir not ve gül vardı. Hemen odama geçip telefonumla fotoğrafını çekip Eftalya'ya attım ve altına "Akşama sizdeyim" notunu düştüm. Anneme hafta sonu Eftalya' da olacağımı merak etmemesini söyleyip 2 sokak aşağıya yürüdüm ve zile basma gereği duymadan anahtarları çıkarıp apartman kapısını açıp 3. kata çıkmak için merdivenleri tırmandım. Kapıdan düşen notu okumamıştım çünkü kankamla beraber okuma istiyordum. İçim içimi yiyordu kapının kilidini çevirip Eftalya'nın odasına koştum ve direkt notu açıp okumaya başladım.
"Duydum ki Sherlock Holmes seviyormuşsun. Bu yüzden senin ne kadar iyi bir dedektif olduğuna karar vermek için seni bu teste sokuyorum. Görevin sonunda ismimi bulacaksın Dedektif tabi sırları çözebilirsen. İlk ipucu İngilizce Hocanın posta kutusunda. İyi şanlar Dedektif." -James Moriarty
Notu okuduğumda Eftalya ne gerek var E-okul şifren var artık demişti ama ben bu oyunu oynamak istiyordum. Eftalya ile konuşup yarın kahvaltıdan sonra İngilizce hocamı bulacağımı söyledim. Eftalya'nın odasına doğru yürürken "Bugün erken yatalım lütfen yoksa ben heyecandan patlayabilirim" dedim ve kendimi direkt yatağa attım.
Az önce ilk uzun bölümüm yazdım ve galiba beynim acil çıkış butonunu kullandı galiba. Bu arada muhtemelen sabah okursunuz o yüzden şimdiden Günaydın ^^