Cumartesi günü saat sabahın beşi. Sokakta bir erkek bir kız ikiside birbirinden uykulu. Deniz sadece çok gerekli gördüğümüz şeyleri aldırmıştı. Bir sırt çantası almamıza izin vermişti. Zaten gerisini onlar halledecekmiş. Kalın ne bulduysam doldurmuştum. Ben Deniz ile motosikleti ile gidecektim. Eftalya henüz tanışma şerefine nail olmadığımız Batu'nun motoru ile gidecekti. Bunlarda motorcu çetesi gibi komple motorculardı. Anlamıyorum çadırları nerelerine koyacaklardı. Sonunda sokak lambası haricinde bir ışık görünce geldiklerini anlamıştım. Deniz önümde yavaşça durdu ve binmemi işaret etti.
Arkasına geçip "Günaydın üç dakika geç kaldın." dedim gülümseyerek. Ama gülümsediğimi görmemişti.
"Günaydın. Geç kalmamızın nedeni Batu neyse sonra konuşuruz bunu sıkı tutun."
Verdiği kaskı kafama geçirdim ve sımsıkı tutundum. Sırtına iyice yaslandım ve gözlerimi dinlendirmeye başladım.• • •
Gittiğimiz yolun bozuklaşması nedeniyle sürekli zıpladığımdan uykum açılmıştı. Neyse buraya gelene kadar düşmediğime şükür diyerek kafamı kaldırdım. Etrafıma bakındığımda burayı ilk defa görüyordum. Güneş sapsarı doğuyordu. Deniz'i dürtüp durmasını istedim.
"Ne oldu neden durdurdun?"
"Fotoğraf çekicem baksana manzaraya."
Yanıma gelip kaskını çıkardı. Bende çantamdan fotoğraf makinemi çıkardım bir kaç fotoğraf çektikten sonra onu da çektim. Arkamızda kalan Eftalya ve Batu bize yetişmişlerdi. Eftalya, Deniz ile beni manzaraya karşı arkamızdan çekti. Sonra bir selfie çekip instagrama attım. Deniz'in "Az kaldı zaten 10 dakika sonra oradayız demesiyle bir daha toplanıp yol aldık.Kış mevsiminde olduğumuz için tabi ki çadırlara ihtiyacımız yoktu çünkü bir eve gelmiştik. Zaten girişte anlamıştım diğer arkadaşları araba ile gelmişti. Kapının önünde üç kız ayakkabısı vardı. Eğer arkadaşları şirinler değilse 36 numara ayakkabılar kızlarındı. Hiç değilse onca erkeğin arasında tek kız Eftalya kalmayacaktı.