Işık vardı, bolca ışık vardı ve güzel bir koku. Gözlerimi açtığımda Eftalya çoktan kalkmıştı odayı havalandırıyordu. Bir dakika Eftalya benden önce mi kalkmıştı inanamıyorum. Uyandığımı görünce "Günaydın camış" dedi karşılık olarak "Erken kalkmanı neye borçluyuz kıyamet mi kopacak" dedim. Gülerek "Hayır, Derya hocanın evine gideceğiz ya hemen kahvaltı yapıp çıkalım" diyip aklımı başıma getirdi. Hemen banyoya koşup elimi yüzümü yıkadım ve Eftalya ile birlikte mutfağa girdik aynı anda günaydın diyerek yerlerimize oturduk. O sırada Derya Hocaya mesaj atıp evde olup olmadığını sordum, eğer evde ise ondan konu anlatmasını isteyecektim. Neyse ki daha 2 yaşında kızı vardı. Bu yüzden genelde ilgi çekmeye çalışıp konu yarım kalırdı. Düşüncelere dalmışken birden mesaj sesiyle girdiğim transtan çıkıp mesajı okudum. "Bende seni arayacaktım seninle alakalı bir not geldi bana ne alaka bilmiyorum ama gelip alsan iyi olur bence" yazmıştı. Eftalya'ya mesajı kopyalayıp attım, mesajı okuduğu yüzünden belli oluyordu. Derya Hocadan olumlu cevap alınca hızlıca kahvaltı işini bitirip hazırlanmak için odaya gittik. Eftalya ile uyumlu giyinecektik ama aynı renkleri giymeyecektik. Eftalya üzerine mavi bir tişört, altına ise siyah pantolon giymişti. Uyumlu olmamız için benim üzerime pembe tişört altıma ise beyaz pantolon giymeliydim ki öyle yaptım. Sokağa çıktıktan sonra Derya Hocanın evine doğru yol almıştık. Apartmanın önüne gelmiştik. Alttan dördüncü zile bastım ve kapının açılmasını bekledim. Daha 2. kattaydım ki Elis Mila'nın seslerini duyabiliyordum görünüşe göre dersten kurtulmuştum direkt konuya girecektim ve kağıdı okuyup Elis Mila ile oynayacaktık. Fakat evdeki hesap çarşıya uymaz derler ya heh aynısını yaşıyordum şu an.
Eve gelmiştik ve notu anlamaya çalışıyorduk. Notta"'B 82# '×'N'M y7R'V 17T'Bj$ 5# z1[D]VR5" yazıyordu. Eftalya Google Çeviriyi dili algıla bölümünü seçtikten sonra kağıtta yazanları yazdı fakat bir sonuca ulaşamamıştı. Ne yapacağımızı bilemiyorduk ben kağıda kağıt bana Eftalya ikimize bakıyordu. "Bunun bir dil olduğundan bile emin değildim ama başka ne olabilirdi ki, Dünya da böyle bir dil var mı ?" diye isyan ederken bir anda Eftalya ayağa kalkıp "Buldum be buldum" diye bağırdı. Hemen Yandex Çeviriyi açıp Sindarin dilini açtı, bu sırada bana açıklama yapıyordu. "Dünya üzerinde kullanılmayan bir dil evet ama başka bir evrende kullanılıyor" dedi. O anda benim de kafama dank etti "LORD OF THE RINGS" demiştik ikimizde. Notta yazanı yapabilmemiz için pazartesiyi beklememiz gerekiyordu çünkü notta "Aradığınız yer Kantin" yazıyordu.
Eve döndüğümüzde pazar geçirmek için ne yapacağımızı planlıyorduk. Aslında ben bulmuştum ama Eftalya'nın hoşuna pek gitmeyeceğini bildiğim için öneride bulunmadım bile. Eftalya'ya göre planımız yemek ve uyumaktan ibaretti. "Planın bayağı iyiymiş kankacım" diyerek pazar günü yapacağımız aktiviteyi kabul ettim. "İyi ki bilgisayarımı yanımda getirmişim" diyerek bilgisayarı açtım ve Eftalya'nın "Sanki biz de yok" homurdanmasını duydum. "Ben sizde yok demiyorum ki benim ihtiyaçlarımı giderecek bilgisayarınız yok diyorum" dedim ve oyuna girdim. Eftalya başımda dır dır ediyor ve oyuna odaklanmamı engelliyordu. En sonunda bilgisayarı sakince kapatıp Eftalya'nın ne anlattığını anlayabilmek için
"Ne var Eftalya" dedim.
"Ebenin ki var ister misin ? Yarım saattir kime ne anlatıyorum ben. Diyorum ki filme gidelim mi"Spiderman: Homecoming vizyona girmiş hem Robert Downey Jr. var film de nolur gidelim hadi."
"İyi gidelim" dedim düşünmeden. Biletleri internetten alıp gitmiştik o yüzden bilet sırasıyla uğraşmadan AVM' de dolaşmaya başladık. Bir mağazaya girdik ve kıyafet bakıyordum ki eski erkek arkadaşımı görmüştüm. Ne yapacağımı bilmiyordum Eftalya'ya baktığım da ise kıyafetlere dalmış bir şekilde mağazanın taa diğer ucundaydı. Yanımdan bir şey geçmişti ilk başta tam anlayamamıştım ama eski sevgilim beni görmezden gelip yanımdan geçip gitmişti. Hah bir zamanlar her şeyini bildiğin kişi şimdi seni görmemezlikten geliyordu müthiş. Neyse zaten artık onu kafaya takmıyorum sonuçta iyi bir çocuğum ve benden sonra yaptığı kız sevgilisine öpüşürken çekildiğimiz fotoğrafı atmamıştım. Eftalya yanında birisiyle geldiğini daha yeni hatırlamış olmalıydı ki yanıma geldi.
"Eftalya o geldi" dedim.
"O kim ?"
"Oğuz'dan bahsediyorum" dedim ve konuyu uzatmamak için saate bakıp filmin başlama saati gelmiş hadi gidelim dedim.
Film tam olarak müthiş denemezdi ama güzeldi. " May Hala neden gençti ayrıca Demir Adam niye Örümcek Adamın bakıcısıydı" bu sorular aklımı yeteri kadar meşgul etmişken Eftalya birden "Bu saatte otobüsü nereden bulacağız ?" demişti. Evet şimdi tam anlamıyla bitmiştik bu saatte otobüler son turunu atıp toplanma yerlerine gidiyordu bu yüzden bizi almazlardı. Bu hiç iyi olmamıştı. Hemen abimi arıyıp nerede olduğunu sordum ve bizi alıp alamayacağını sordum. Alabileceğini ama yarım saat-kırk beş dakika beklememiz gerektiğini söylemişti bu yüzden parkta bir bankta oturuyorduk. Abim gelip bizi götürdüğünde saat 01.30'du galiba Eftalya'nın ebeveynlerinden güzel bir azar yiyecektik. Bizde kalalım bugün diyecektim ama bizim evdekilerde az değildi. Neyse iki ucu boklu değnek diyip Eftalya'nın evine gittik. İlginç bir şekilde annesi ve babası uyumuştu ve azar işitmemiştik bunu fırsat bilip hemen yatıp uyumuştuk. Sabah beynimi tırmalayan o sesle uyandım, perdelerin kornişten çıkma sesi. Hayır hayır olamaz temizlik olmazdı. Hiç uyanmamışım gibi uyumaya devam ettim eminim Eftalya da benimle aynı durumdadır. Daha 15 dakika bile geçmemişti bundan adım gibi emindim ki süpürge çalışmaya başladı tam dibimizde! Teşekkürler Serpil Teyze senden daha iyi ceza veren birisi varsa o da annemdir." dedim ve tuvalete koştum. Sanki gece koca bir damacana su içmişim gibiydi. Tuvaletten çıktığımda Serpil Teyze temizlik bitmeden kahvaltı yok dediği için Eftalya ile temizlik yapmaya başlamıştık çünkü yardım etmezsek akşama kadar bu temizliği sürdürebilirdi. Temizliği 2 saatte bitirmiştik ve galiba ölüyorduk çünkü çok fena acıkmıştık. Serpil Teyze elinde atıştırmalık bir şeylerle gelmişti "Bundan sonra gece geç gelmek yokmuş değil mi çocuklarım" uyarısında bulundu. "Siz bunları yiyin ben yemek hazır olunca sizi çağırırım" diyerek odadan çıkmıştı. Serpil Teyze odadan çıkınca Eftalya' ya yumuşak sesimle "Hadi oradan kalk ve tepsiyle buraya gel pandam" dedim ve üşengeçliğim yüzünden Eftalya' yı kullanacaktım ki sürünerek tepsinin yanına gidip ağzına birkaç şey tıkıştırıp yüz üstü yattı. Neden olmasın diyerek aynı şeyi yaptım ve Eftalya' yı dürttüm ama tepki vermiyordu. İnanamıyorum resmen uyumuştu. Oda da gözlerimi gezdiriyordum. Her şey mavi ve mavinin tonlarındaydı. Mavi bir dolap ve üzerinde daha açık bir mavi ile yapılmış desenler, dolap ile aynı renk ve desenlere sahip bir masa, üzerinde uzandığım beyaz denebilecek kadar açık ama çok açık mavi olan halı, sahil kumu gibi görünen çarşaf ve ona en iyi uyan deniz görünümlü yorganı, aslında maviye boyatmak istediği ama her yer mavi olur öyle boğar insanı diyen Serpil Teyze sayesinde duvarlar beyazdı. Eftalya' nın odası hoşuma gidiyordu ama sadelikten yanaydım. Odam tamamen beyazdan oluşuyordu. Annem her ne kadar beyaz yapma odanı hemen kirlenir başına bela olurum dese de onu dinlememiş her şeyi beyaz almıştım. Hem odamı daha büyük gösteriyordu hemde ferah duruyordu.
Serpil Teyze Eftalya' yı uyandırmaya çalışıyordu. Bu sırada uyanmıştım. "Yemek hazır hadi elini yüzünü yıka masaya geç ben Eftalya'yı uyandırıyım" demişti Serpil Teyze. Söylediğini başımla onayladım ve lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp masaya geçtim. Serpil Teyze yine yufka yürekliliğini bırakamayıp en sevdiğimiz şeyleri yapmıştı. Masa örtüsünün piksellerine dalmışken Eftalya ve Serpil Teyze gelmişti. "Yoruldunuz galiba hemen yıkılmışsınız gençler" dedi dalga geçercesine Serpil Teyze. Evet bunun devamını biliyordum. "Ben sizin yaşınızdayken annem yardım bile etmiyordu koca evi tek başıma silip süpürürdüm gıkımı çıkarmazdım ama şimdi öylemi bitmiş bu gençlik bitmiş" dedi ve bende onunla aynı anda aynı şeyleri söylemiştim artık ezberlemiştik şimdi de Eftalya' ya saracaktı. "Ah ah ben gençken belim tığ kadardı şimdi ki kızlar öyle mi erkek beli gibi Neptün oğlumun beli daha ince" demişti ve bu sefer Eftalya onu taklit etmişti. Ama şöyle bir sıkıntı vardı ki Eftalya' da zayıftı ama tığ kadar değildi.
Yemeği yemiştik ve odaya geçmiştik. Dizi izleyecektik ama hangisini izleyeceğimizi kararlaştırmamız gerekiyordu. En sonunda Shameless dizisinde ortak karar kılıp Mickey Ian fanlığı yapacaktık. Bir kaç bölüm izledikten sonra (yarım sezon) sabah okula gitmemiz gerektiği için yatmak zorunda kaldık. Eftalya'ya iyi geceler dedikten sonra notu elime aldım ve "Seni bulacağım Stalkerım" diyerek kendimi uykunun şefkatli kollarına bıraktım.
Uzuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuun bir süre sonra bölüm attım fakat yazacak pek bir şey bulamadım bu bölümde geçiş bölümü olduğundan yazmak daha da zor oldu ama neyse.