Telefonumun çalmasıyla birlikte uyanmıştım. Elimi telefonuma atıp alarmı susturmak için güç düğmesine bastığımda susmuştu. Yatakta biraz daha oyalanmak için yatağa iyice sokulurken telefonum bir daha çalmıştı ama alarmı kapattığına emindim. Bu sefer telefonu elime alıp baktığımda saatin daha 03:42 olduğunu ve özel numaranın aradığını gördüm. Beni bu saatte rahatsız edene bir ağız dolusu küfür etmek için açtığımda direkt "DENİZLE, BENİMLE OYNADIĞIM GİBİ OYNAYACAK MISIN OROSPU YILAN. AMA BEN BUNA İZİN VERMEYECEĞİM." diye bağırmıştı. Bu muhtemelen eski sevgilim Ozan'dı. Telefonun arkasında sesli bir şekilde nefes alıyordu. Tam bir şey söylemek için nefes aldığımda telefonu kapattı. Gerçekten iyi tanıyordu beni. Ama ne yapabilir ki. Bense ne yapacağımı iyi biliyordum Deniz ile daha yakın olup hem Ozan'ı delirtecektim hem de Deniz ile arkadaşlığımı ilerletecektim. Yatmak için yatağıma yine gömülürken uyuyamayacağımı biliyordum.
Annem kalkıp odama geldiğinde hazırlanıyordum.
"Hayırdır kuzum neden uyumadın?" bu saatte uyanmayacağımı bildiği için direkt böyle sormuştu.
"Alarmımı yanlış kurmuşum o yüzden" diyerek geçiştirmiştim annemi. Kahvaltı hazırlamaya giden annemin arkasından abim oturma odasından çıkmıştı. Muhtemelen televizyon izlerken uyuya kalmıştı ve annem orada uyuduğunu görse abimin derisini canlı canlı yüzerdi. Abimden sus payı almak için elimi uzattığımda oflayıp cebinden 20₺ çıkardı. Parayı yüzüme sürüp Allah Bereket versin diye mırıldandım. Banyoya geçip elimi yüzünü yıkayıp mutfağa geçtim. Annem yumurta için süre tutuyordu. Masaya geçip beklemeye başladım. Süre dolunca hemen tabağa yumurtayı koydu. Benim önüme koymasını beklerken babamın oturduğu yere koydu. Daha sonra sarısı az pişmiş kalp şeklinde yumurtayı gördüm. Bugün evlilik yıldönümleriydi o yüzden bu kadar hazırlık yapmıştı. Babamı çağırmaya gitmeden önce abimle benim omletlerimizi masaya bıraktı. Normalde babam bizimle kahvaltı etmezdi ama bugün gelecekti anlaşılan.Okula girerken Deniz'i motordan inip kaskını çıkarırken gördüm. Yanına gittiğimde selam verip koluna girdim. İlk başta şaşırsa da yadırgamayıp devam etmişti. Zaten boyu 193 olduğu için kolumu yaslamışım gibi duruyordu. Binaya girip kantine yöneldik. Dersin başlamasına daha yarım saat vardı. Ben kahvaltı yaptığım için sadece kahve alıp bir masaya geçtim. Deniz karşıma oturup poğaçasını yemeye başladı. Denizle ne konuşacağımı bilmiyordum. Çünkü onu tanımıyordum. Deniz yeme işlemini bitirdiğinde beni izlemeye başlamıştı. Başım yere eğik olduğundan görmediğimi sanıyordu ama bende onu izliyordum. Sonra birden toplanıp konu açmaya çalıştı. "Lol oynuyor musun?" Diye sordu.
"Evet sende oynuyorsan akşam girelim mi beraber ?" diye soruya soruyla cevap verdim. Sadece bakışarak geçirdiğimiz 15 dakikanın ardından zil çalmıştı.
"Hadi seni sınıfına bırakayım." dedi ve hemen toplanıp arkasıdan gittim. Sınıfımın önüne geldiğimde Ozan'ı yan sınıftan çıkarken gördüm. Okul içerisinde bir şey yapamayacağını bildiğimden onu en çok sinir edecek hamleyi yaptım. Uzandım ve yanağından öptüm. Deniz yaptığım şey karşısında kaşlarını kaldırıp başını kendine gelmeye çalışır gibi iki yana sallamıştı. Galiba birinin yapma dediği şey daha güzel geliyordu insana. Ozan'a göz ucuyla baktığımda ellerini yumruk yapıp tuvalete girmişti.
Deniz beni bırakıp kendi sınıfına giderken Ozan'la aynı sınıfta olduğunu gördüm. Bu biraz sıkıntı olabilirdi. Olacakları zaman gösterecek diyerek omuz silktim ve sınıfıma girdim.Çıkışta Deniz motoruyla bırakabileceğini söyledi ve bende kabul ettim. 6 katlı kırmızı binanın önüne geldiğimizde motordan inip kafamdan kaskı çıkardım. Bina kapısından girerken el sallayıp teşekkür ettim. Merdivenleri tırmanıp hemen bilgisayarın başına geçtim. Hemen bütün sosyal medya mecralarında Deniz Acar diye arattım ve her yerde bir hesabını buldum. Facebook'ta hangi gruplara üye olduğuna baktım ve bir kaç aynı grubumuz vardı. İnstagramda çoğu takip ettiklerimiz aynı sayfalardı. Kısaca kafa dengi birisiydi Deniz. Facebook'ta Deniz'in fotoğraflarına bakarken birden mesaj geldi.
Deniz:
"E okul fotoğrafımı da görmek ister misin ?"
Neptün:
"O konuda geç kaldın göreli baya oluyor ama fotojenik bir insansın biliyorsun değil mi ? E okulda bile yakışıklı çıkmışsın."
Neptün:
"E hadi LoL giriyorduk kullanıcı adını verde arkadaş ekliyim."Saat geç olunca ve annemin yat artık nidaları çekilmez hale gelince Denize ben çıkıyorum yazdıktan sonra yatağa geçip instagramda dolaşmaya başladım. İnstagramda geçirdiğim "Çocuğumdan çıkar gülmeyeyim" dolu bir gezinmesen sonra telefonu tam yanıma koymuştum ki "UNUTULDUK" diye bir gruba alındım. İlk başta 3.5 atsamda sonra Selinle, Eftalya olduğunu görünce bi rahatlama geldi.
Sabah, alarmımdan önce kalkmıştım. Alarmın çalmasını bekliyip yataktan çıktım. Günlük sabah rutin bakımlarımı halledip evden çıktım. Çünkü bugün de Eftalyayı bekletirsem beni ikiye bölerdi. Aşağıya indiğimde kadrajımın dışında kalan birisi ile sohbet ediyordu Eftalya. Beni fark eden Eftalya hemen gözlerini açarak konuşmaya başladı.
"Bak kapının önünde kimi buldum."
"Kedi ?" Diye tahminde bulundum çünkü Eftalya kediler ile insan gibi sohbet ediyordu. Ama keşke kedi olsaydı.Çok uzun zaman sonra çok kısa bir bölüm olması üzdü ama nedense tıkandım. Bu yüzden bir arkadaşımdan yardım aldım ama hala ne yazsam bilmiyorum ama bu hafta sizi bölüme boğucam. Ha birde eğer karakterler için ben bi temsilci bulmadım ama isterseniz Neptün için gözlüklü, tatlı, biraz balık etli biri. Deniz ise sarışın 193 biri diye düşündüm. Kafanıza göre takılın.