🔊Arkadaşlar artık Perşembe günleri yeni bölümleri yayınlamaya karar verdim.😆
🐼Yukarıda ki müziğin bölüme uygun olduğunu düşünüyorum😊 Biraz hareketli bir bölüm çünkü🙅
🍃Keyifli okumalar🍃
☆☆☆
Anne ve babasını uğurladıktan sonra ilk uçakla Venedik' e iniş yapmıştı. Evet gelmişti işte ama Afro' yu nerede bulacaktı. Arayıp "ben geldim" diyemezdi çünkü süpriz yapmayı planlamıştı. Bunun için öncelikle San Marco Meydanı' na gitse iyi olacaktı. Çünkü burası Venedik'in merkeziydi ve ünlü bir meydandı. Bu yüzden bir çok turistik yapıyı barındırıyordu. San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı, Aziz Mark'ın Çan Kulesi gibi pek çok tarihi yapı bu meydan da bulunuyordu.
Meydana vardığında Afra'yı ilk karşılayan Aziz Mark'ın Çan Kulesi olmuştu. Bu kule Venedik'teki yüksek yapılardan sadece bir tanesiydi. Meydanda farklı farklı restorantlar vardı. Renki renkli masa ve sandalyelerini restoranların önüne koymuşlardı. Tabi burada yemek yemek insana biraz pahalıya patlıyordu. Üzerine birde canlı müzik varsa işte o zaman dinleme süresi kadar da ekstra ücret ödemek gerekiyordu. Haa birde güvercinleri unutmamak gerek tabi. Etraftaki güvercinleri beslemenin ise bir cezası var. Çünkü tarihi yapılara pisledikleri için yetkililerde bu duruma böyle bir çare bulmuşlardı. Bu kanunun en katı uygulandığı yer ise işte tam da burası yani Venedikti.
Yemek yiyen, fotoğraf çekilen, gülüp, eğlenen o kadar çok insan vardı ki meydanı neredeyse dolup taşırmışlardı. Birçok yerli ve yabancı turist dolaşıyordu etrafta bundan dolayı kulenin önünde uzun kuyruklar oluşmaya başlamıştı ve ilgiyle rehber eşliğinde sırasıyla yapıları inceliyorlardı. Çaktırmadan Afra da aralarına kayıvermişti. Biraz bilgi sahibi almaktan ne çıkar diyerek onlarla beraber ilerlemeye başlamıştı.
"99 metre yüksekliğindeki bu kule de toplamda beş tane çan bulunmaktadır ve her birinin de farklı işlevleri vardır. Marangona günün başlangıç ve bitişini, Trottiera Maggior Consiglio üyelerinin toplanacağını, Maleficio ise infaz ilanını işaret eder. Bu kule birkaç kez baştan inşaa edilmiştir ve 1912 yılında tamamlanarak bütün şehri ayaklarınızın altına sermiştir. Kulenin en üstünde görmüş olduğunuz bu heykel altından yapılmıştır ve heykelin Cebrail Meleğini tasvir ettiği söylenmektedir. Mermer kabartmalarla ve bronz heykeller ile barok tarzda, Jacopo Sansovino tarafından dizayn edilmiştir. Kabartmaların, tanrıların alegorik sahnelerini tasvir ettiği söylenmektedir."
Tercüman bütün bu bilgileri turistlere anlatırken Afra da pür dikkat tercüman kadının söylediklerine odaklanmıştı. Sanki oraya gitme nedenini unutmuş gibiye benziyordu. Birden aklına Afro gelince gözlerini kocaman açarak " Hiihh! Afro'yu bulmam lazım." diyerek oradan koşar adımlarla ayrılmıştı. Daha iyice tarihi binaları inceleme fırsatı bile bulamamıştı. Ayrıca kulenin tepesine çıkmayı çok istemesine rağmen bir türlü fırsatını bulup çıkamamıştı. Şimdi tek başına da çıkmak istemeyince "başka sefere" diyerek ayaklarını sürüyerek ordan ayrılmıştı. Giderkende sokaktaki insanların arasında Afro' ya rastlayabilme umuduyla bakınarak ilerliyordu.
Kabul etmeliydi ki koca şehirde bu şekilde birisini arama fikri hiçte mantıklı değildi. Ama Afra'nın mantıklı işler yaptığı zaten nerede görülmüştü ki değil mi? Artık yürümekten ayaklarının tabanları şişmeye başlamıştı ve epeyde yorulmuştu hatta karnı da açıkmıştı. Çünkü öğle vakti geçiyordu ve sudan başka hiç birşey yiyip içmemişti.
Israrla telefon etme fikrini aklından çıkarmaya çalışıyordu. Umarım gün bitmeden Afro'yu bulabilirdi ki bu kulağa pek de mantıklı bir şeymiş gibi gelmiyordu. Adına aşk hikayeleri yazılan, şiirler okunan, filmler çekilen ve ölmeden önce kesinlikle görülmesi gerekilen şehir Venedik. Evet herşey güzel ve hoştu ama Afra kendisini bu şehrin dar ve renkli sokaklarında tamamen kaybetmişti. Aslında kaybetmemişti tam tersine kaybolmuştu. Geçtiği yerler birbirine çok benziyordu ve daha önce geçtiği sokakları tekrar ve tekrar dolanıyordu. Evlerin camlarından aşağıya doğru uzanmış saksılardaki çiçekler tamamen bu dar sokaklarla bir uyum yakalamıştı kendisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuğunun Ölümü
RomanceTek hayali ünlü bir balerin olabilmek olan bir genç kız Afra. Aşıklar şehri İtalya' da mutluluğun peşinde son sürat ilerlerken iki göz rengi de birbirinden farklı olan bir adam da aşkı yakalama çabaları. İlk görüşte aşk Roma' da başlarsa... ve sonun...