Bölüm 10

252 219 43
                                    

🐰Merhaba arkadaşlar yeni bölüm📃 geldiiii 😁yazım hataları olabilir. 😞Kusura bakmayın ✏anlayışla karşılayacağınızı düşünerekten😄 keyifli okumalar diliyorum.😙

🌸Müziģin sesine kulak verin...🌸

☆☆☆

Afra donup kalmıştı bi iki göz kırpıştırmanın ardından kendisine gelerek sımsıkı tuttuğu çarşafa bedenini iyice sararak " Aa! Hastayım ben canım çekil banyoya girmem lazım." diyerek hemen fırlamıştı yataktan.

Hızlı bir şekilde banyoya canını zor atmıştı. Bu adamın böyle konuşmaları içini bir tuhaf ediyordu ve saçma sapan düşünceler getiriyordu aklına. Afro banyo kapısının önünden " Sen güzelce duşunu al ben kahvaltıyı hazırlıyorum. Daha sonra evden çıkarız artık."diye seslenmişti. Afra duymuştu ama bir cevap verememişti. Güzelce duşunu yaptıktan sonra hazırlanıp aşağıya mutfağa inmişti. Mutfaktan bahçeye açılan bir kapı vardı. Afra oraya doğru ilerlediğinde kahvaltı masasının bahçeye hazırlandığını görmüştü.

"Çok güzel bir kahvaltı hazıtlamışsın ellerine sağlık."demişti ağzına bir tane yeşil zeytin atarken.

"Kahvaltımızı hemen yapalım Venedik'e geçeriz biraz daha gezeriz istersen daha sonra da akşama doğru Roma'da oluruz ne dersin?"

Roma mı? Afra burayı daha çok sevmişti sessiz sakin insana huzur veren bir yerdi. Aslında Afra'nın gitmeye pek gönlü yok gibiydi. Arkadaşlarını özlemişti elbette. Venedik'e geldiğinden beri kızlarla konuşmaya hiç fırsat bulamamıştı. Kesin gittiği zaman ikiside öldürecektim.

Ama Afra'nın asıl gitmek istememesinin nedeni Afro'ydu. Onunla güzel vakitlar geçiriyordu. Onun yanında hep yüzü gülüyor ve kalbinin kanat çırışlarını hissedebiliyordu. Roma'ya döndükten sonra belki de burada ki gibi Afra'ya yakın olamayacaktı. Belki de görüşemeyeceklerdi bile. Ama gitmek zorundaydı evini de özlemişti. Ora da kendisini bekleyen bir hayat vardı. Dalıp gittiği düşüncelerden Afro'nun "Ne diyorsun senin içinde uygun olur mu ?" Sorusuyla kendisine gelmişti.

"Hı hı olur öyle yaparız." Afra'nın suratının asıldığını görünce " Ne oldu bir şeye canın sıkılmış gibi." Dedi.

"Hiç yok birşey."

"Var var hadi söyle. Yoksa yatak odasında söylediklerime mi bozuldun. Eğer öyleyse şaka yaptım ben sadece."

"Yo hayır ona üzülmedim." Afra yine dalıp gitmişti. Afro'nun söylediklerine dikkatini veremiyordu.

"Söylediğime sevindin yani?"

"Evet ona sevindim."

"Hmm sevindim demek iyi bundan sonra hep söylerim o zaman!"

"Hmm olur."

Afra dalgınlığından Afro'nun söylediği son cümleyi anlamadığı için onu söylediğini onaylamıştı ama bir anda farkına varınca hemen çemkirmeye başlamıştı.

"Nee! Yok öyle birşey ben öyle demek istemedim. Pis fırsatçı seni her seferinde aklımı karıştırıyorsun." Diyerek yalancıktan somurtmuştu.

"Sende söyle o zaman neye üzüldüğünü. Somurtkan cadı."

"Somurtmuyorum ben. Biraz rahat bırakta kahvaltımı yapayım. " dedikten sonra Afro'da "iyi öyle olsun bakalım."diyerek karşılık verdi.

Kahvaltını yapıp etrafi biraz toparladıktan sonra evden çıkmışlardı. Adaya geldikleri gibi vaporetto ile takrardan Venedik'e dönüş yapmışlardı.

Aslında burasını sıcakta gezmek pek mantıklı bir karar değildi. Çünkü bunaltıcı hava, nem bir de Italyanlardan çok turist olunca ister istemez insan bunalabiliyordu. Ama herşeye rağmen çok güzel bir yerdi Venedik.

Kuğunun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin