Bölüm 14

146 118 31
                                    

🍃Yeni bölüm geldiiii😍 Umarım beğenirsiniz. 🌸Bir kusurum varsa affola😌

☁Keyifli okumalar.🍁 Güzel oylarınızı 🌟ve 🌞yorumlarınızı bekliyorum. 🎉Güzellikle ve mutlulukla🌈 kalın canlarım💋

♡♡♡

Günün geri kalanını ise kendisini toparlamakla geçirmek zorunda kalmıştı. Olanı biteni kızlara anlattığı zaman en az onun kadar onlar da şaşırmadan ve kızmadan edememişlerdi. Kendisini derslere adapte edemediği için arkadaşları eve gidip dinlenmesini söyleselerde Afra orada kalarak kafasını dağıtmayı tercih etmişti.

Ardı ardına gelen özür mesajları ve aramaları yok sayarak Afro'ya acı çektirmeye çalışıyordu. Aslında kendisi daha çok acı çekiyordu ama buna katlanmak zorundaydı.

Uykuya dalmakta zorlandığı için yatağında bir sağa bir sola dönüp duruyordu. Saatin kaç olduğuna bakmak istediği sırada bir mesaj gelmişti. Sabaha karşı 3' de kim mesaj atardı ki.

Afra telefonunun parlak ekranına gözlerini kısarak baktığında mesajın Afro'dan gelmiş olduğunu gördü. Okumak istemeyerek aldığı yere geriye bıraktı ve bir türlü gelmeyen uykusuna dalmaya çalıştı. Ama içindeki merakta bir yandan iyice bastırınca artık bir gram bile gözünde uyku kalmamıştı.

Telefonunu eline alarak büyük bir merakla gelen mesajın üzerine tıklayarak açtı. Kalbi çarpmaya başlamıştı. Mesajı açmıştı ama bir türlü okuyup okumamaktan emin olamıyordu. Derin bir nefes alarak mesajın içeriğine göz attı.

Kısa bir dörtlük yazılıydı.

Hilalken buldum seni,

Yarımken gel yarım bırakma beni,

Dolunayken tut ellerimi,

Özür dilerim affet beni.

Afra aynı mesajı dört- beş defa okuyarak hilal, yarım, dolunay terimlerinden Afro'nun ayı kastettiğini anlamıştı. Ayrıca sonunda yine bir özür ifadesi vardı. Afra yataktan kalkarak ayın muhteşem parlaklığını seyretmek için penceye doğru ilerlerdi. Aklında Afro'yu affedip affetmemesi gerektiğini düşüncesi dolanıyordu. Aslında son zamanlarda düşündüğü tek şey bu olmuştu.

Afra camdan dışarıya baktığında bahçede bir insan gölgesi görerek aniden ürktü ve çığlık atmamak için eliyle ağzını sıkı sıkıya bastırdı. Hırsız olabileceği düşüncesi ise içinde tarifsiz korkular yaşamasına neden olmuştu. Korkudan ölecek derecede kalbi çarpmaya başlamıştı.

Polis! Evet hemen polisi araması gerekiyordu. Telefonunu eline alarak titreyen parmaklarıyla numarayı zorda olsa tuşlamayı başarmıştı. Afra tekrardan korkarak camdan dışarıya başını uzattı. Adam kapıya doğru ilerlemişti. Çalan telefonu hemen kapatarak odasından çıktı ve titreyen bacaklarına hakim olmaya çalışarak merdivenlerden güç bela indi.

Kapının kolu zorlandığı sırada Afra olduğu yere düşüp bayılacaktı artık. Bir yandan çığlık atmamak için ağzını kapatıyordu bir yandan da tekrar polisi aramaya çalışıyordu.

Birden aklına gelen düşünce ile donup kaldı. Olamaz bahçeye açılan kapının kilitlememiş olduğu gelmişti bir an aklına. Camın önünden mutfağa doğru yönelen siyah gölgeyi fark edince adımlarını hızlandırması gerektiğini anlayarak hemen mutfağa koştu.

Eline geçirdiği ilk kızartma tavasını alarak tezgahın arkasına saklandı. Adam kapıyı hiç zorlanmadan açarak içeriye girmeyi başarmıştı. Afra korkudan altına kaçırmak üzereydi. Sessiz bir şekilde hırsız içeriye doğru ilerlediği sırada Afra arkasından çıkarak bir hışımla elindeki tavayı adamın kapasına geçirmişti. Attığı tiz çığlık kulakları sağır edecek derecedeydi. Hırsız yaşadığı acı ile başını tutarak Afra'ya döndüğü sırada gözgöze geldiler ve Afra adamın sert yüz hatlarıyla karşılaştığı sırada tekrar bir çığlık atarak adamın kolları arasına bayıldı.

Kuğunun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin